Bir göze birden fazla yumurtlama yapabilir, düzensiz yumurtlar (petek üzerindeki düzen) ve dölsüz yumurtlar. Dölsüz yumurtladığından dolayı koloni zamanla erkekleşir. Böyle kolonide üretim gittikçe azalırken tüketim de gittikçe artar. En nihayetinde de koloni söner (ölür, yok olur). Böyle bir koloninin yok olmasını engellemek için kovanı mevcut yerinden yaklaşık 200 metre uzağa taşıyoruz. Burada erkek arı çerçevelerini (yumurtalı çerçeveler, açık ve kapalı gözlü yavrular da dahil) bertaraf ediyoruz (kovandan çıkarıyoruz). Daha sonra kovanı tekrar eski yerine taşıyoruz. Erkek arıların yön bulma duyusu çok gelişmediğinden dolayı bu mesafeden kovana tekrar geri dönemezler. Kovana dönen işçi arı da kısıtlı (işçi arı giderek azalmıştı zaten) olduğundan dolayı koloni miktarı iyice düşer. Şu halde bu koloniyi başka bir koloni ile birleştirebiliriz.
Normal şartlar altında her kolonide bir tane ana arı bulunur. Ana arı ve işçi arılar döllü yumurtadan gelişirler. İşçilerde yumurtalık gelişmemiştir. Bu sebeple çiftleşme uçuşuna çıkamaz yani döllenemezler. Bu sebeple de döllü yumurta yapamazlar.
Yavruların pupa döneminde (kapalı gözlü yavru durumda) ana arının feromon salgısı durur. Ana arı sakat olsa bile yavru arılar pupa dönemine geçene dek feromon salgılanır. Biz tam da bu sırada müdahale etmeliyiz-edebilmeliyiz. Aksi halde pupa dönemine geçildikten sonra günlük yumurta ana arı yüksüğüne dönüştürülerek yalancı ana oluşması sağlanır. Yaşlı larvalardan üretilen analardan da tombul, kısa, şişman yalancı ana oluşur. Bunların abdominal kısmı uzun değil dar ve kısadır.
Koloni anasını yitirir ve yenisini de yetiştiremez veya yenisi için arıcı tarafından bir müdahale olmazsa ana arının feromon etkisi koloniden kalkar. Ana arının salgıladığı feromonlar var olduğu sürece işçi arıların yumurtalıkları gelişmez. Bununla beraber yavru feromonlarının da işçi arıların yumurtalıklarının gelişmesini önleyici bir etkisi vardır. Yani anasız kalmış bir kolonide yumurta ve açık gözlü yavru olduğu sürece işçi arıların yumurtalıkları gelişmez. Bir süre sonra mevcut yavrular da ergin olduklarında feromon etkisi ortadan kalkar. Sonra bazı işçi arıların yumurtalıkları gelişir. Bunlar dölsüz yumurtlar. Bunlara yalancı ana denir. Bunu kabul etmiş koloniler saldırgandırlar. İşçi arı üretimi olmadığından dolayı erkek arı sayısı artar.
Yalancı ana düzensiz yumurtlar. Yeni çerçevenin bir ucuna sonra diğer ucuna şeklinde. Ayrıca gözlere birden fazla yumurta da atabilir. Yumurtaları küçüktür. Bunlardan da işçi arı görünümlü küçük erkek arılar oluşur.
Erkek arı gözü ayrımı ve işçi arı gözü ayrımı yapamazlar. İşçi arı gözlerine bırakılan yumurtalarda küçük yapılı erkek arılar gelişir. Bazen polenli gözlere bile yumurta bırakabilirler.
İşçi arılar küçük ana arı yüksükleri yaparlar. Fakat bu yüksükler erkek arı larvası taşıdığından dolayı yüksük içerisinde ölürler ve uçamazlar. Yalancı ana kabul eden bir koloni normal hale getirilimez. Eğer bu kolonideki işçi arıları kazanmak istiyorsak kovan 200 metre uzağa götürülüp boşaltılır. Boşaltılan kovandan sağlam işçiler eski yerine dönerler. Diğerleri dönemez. Dönen arılar mevcutlarına göre ya ana arı verilir ya da başka koloniyle birleştirilir.
Yağmacılık
(Bal mevsiminde)
Yağmacılığı engelleyebilmek için duman verilir, uçuş deliği daraltılır. Uçuş deliği-önüne çalı çırpı konur ve su serpilir.
Yağmacılık; arıların kendilerine ait olmayan kolonilerden bal çalmalarıdır. Nektar akımı döneminde oluşabilecek ani nektar kıtlığı dönemlerinde ve sonbaharda nektar akımının kesilmesinden sonra görülür. Genellikle arıcıların yanlış uygulamalarına bağlı olarak güçlü kolonilerin zayıf kolonilere saldırması şeklinde meydana gelir. Yağmacılığı önlemek için arılıkta zayıf koloni bulundurmamalı. Zayıflar birleştirilebilir. Hayatın kanunu güçlü her zaman zayıfı ezer. Yanlış uygulamalara bağlı olarak güçlü kolonilerin zayıflara saldırmasıdır. Bu nedenle arıcılar yanlış uygulamalardan kaçınmalıdır. Önleyici tedbirler almalı. Arılıkta gereğinden fazla koloni bulunmamalı. Kovanlar arasında yeterli mesafe bulunmalı. Kovanlar farklı renklerde olmalı. Arıların renk algısı gelişmiştir. Uçuş deliği tarafı farklı renkte boyanabilir. Bütün kolonilerin güçleri denk olmalı. Arı mevcudu ve iklim şartlarına göre uçuş deliğinin genişliği ayarlanmalı. Yağmacılık eğilimi fazla olan ırklarla çalışmamalı.
Seri çalışılmalı, kovan üzeri açık bırakılmamalı. Atıklar ortalığa atılmamalı. Yemlemeler akşam yapılmalı. Ortak kapla besleme yapılmamalı. Açıkta değil kovan içerisinde besleme yapılmalı. Hasat sabah erken saatte yapılmalı. Seri çalışılmalı. Bal süzme işlemi arılıktan uzakta arıların giremeyeceği yerlerde yapılmalı.
Rüzgarlı, bulutlu, şimşekli günlerde koloni kontrolü yapılmamalı. Zira böyle havalarda arılar gayet asabi olur.
Önlemlere rağmen koloniler arasında yağmacılık başlamışsa ekstra önlemler alınmalı. Yağmacılık kovan tamamen sönene dek sürer. Sönmeden durmaz. İçeride arılar arasında çatışma gerçekleşiyor, birbirlerini öldürüyorlar. Yağma edilenin uçuş deliği iyice daraltılmalı. Ya da geçici süreliğine tamamen kapatılmalı. Kovanın yönü değiştirilmeli. (Yan tarafa doğru değil tam olarak 180 derece).
Yağma durumunda uçuş deliğinin önü tamamen arı kaplıdır.
Arılıktaki yerinin tamamen değiştirilmesi de denenebilir. Bolca duman verilmeli, uçuş deliğine su püskürtmeli.
Hasat
Sabah erken saatte başlamalı. İki körük bulundurmak tavsiye olunur. Ballığın üzerine örtmek için nemli bir bez bulundurulmalı. Çerçeveler kovandan alındıkça çerçevedeki arılar fırça ile süpürülür. Fırçayı kullanırken ara ara suya batırmak icap ederse diye su bulundurulmalı. Ağzı kapalı bir kap mum fazlalıkları için kullanılmalı. 3/4'ü sırlı bal olan çerçeveleri almalı. Hazırlıklı olmak gerek. Kabartılmış dalak da bulundurmalı.
Bir bölgede bir kez hasat olur. Birden fazla hasat için başka bölgelere gitmek gerek.
Hasat bitimi erken sonbahardır. Bu dönemde arının sarmadığı çerçeveler alınır. Kışlatmadan önce kışlatma arıları üretilir. Kuluçkalıktan fazla bal alınmışsa şerbet verilip tekrar bal yapmaları sağlanır. Hasattan bir hafta sonra şuruplama yapılabilir. Sonbahar ilaçlaması da yapılmalı.
Arıların doğadaki çeşitli nektar kaynaklarından elde ettikleri bal gözlerde depolanır. Arılar petek gözleri üzerinde kanat çırparak hava akımıyla balın suyunu uçurup olgunlaştırırlar. Balın nem oranı %17-21 aralığına çekilir. Petek gözleri mum ile kapatılır. Buna ise sırlama denir. Sırlama işlemini çerçevenin üst kısmından başlayarak yaparlar. Eğer bir çerçevenin 2/3'lik kısmı sırlanmış ise bal hasat edilebilir. Bütün peteklerin sırlanması beklenmeden balı olgunlaşan petekler kovandan alınmalıdır. Böylece hasat zamanı, kovan uzun süre açık kalmamış olur. Olgunlaşmış balların kovandan alınmasına bal hasatı denir. Balları taşımak için taşıma sandığı olmalı. Taşıma sandığı; üstü açık, içerisine çerçeve alabilen bir kutudur.
Örnek bir taşıma sandığı. Sandığın üzerini örtebilecek büyüklükte bir bez parçası sandığın muzun kenarı boyunca bir çıta ile sabitleştirilebilir. Belki bir kovan bile kullanılabilir taşıma sandığı olarak.
Hasat yapmanın en zor tarafı yağmacılığı engellemektir. Nektar akımının durmuş olması arıları yağmaya teşvik eder.
Ballıkta kolay çalışabilmek adına arı kaçıran kullanılabilir. Arı kaçıran; ballık ile kuluçkalık arasına konur. Arı kaçıran sayesinde ballıktan kuluçkalığa arı geçişi olurken; kuluçkalıktan ballığa ise arı geçişine izin vermez.
Hasat yapılmadan önce tüm hazırlıklar yapılmalıdır. Hasat sabahın erken saatlerinde yapılmaya başlanır. Taşıma sandığı kovanın arkasına konur. Ballı petekler ballıktan alınıp üzerindeki arılar temizlendikten sonra taşıma sandığına konur. Hasat esnasında hızlı ve olabildiğince sakin olunmalıdır. Sert hareketlerden kaçınılmalıdır. Arılar hasat zamanı hırçındırlar. Seri hareket edilmez ise yağmaya sebebiyet verilebilir. Kısmen yavrulu olan ballı petekler alınmayıp yavruların çıkması beklenir. Eğer ana arı ızgarası kullanılmamışsa o halde ana arı ballıkta da olabilir. Böyle bir durumda ballıktan çerçeveleri alırken ana arıya dikkat etmek icap eder.
Kuluçkalıktaki ballı çerçeveler arılara yem olarak bırakılmalı. Hasat sırasında arılıkta su bulundurmalı. Taşıma sandığının üzerini örtmekte kullanılan bezin nemli olması önerilir. Sıcaklık yükseldiğinde hasat işi bırakılır. Arı yanıp sönebilir. Bu sebeple hasat zamanı ballıkların hemen alınması önerilmez. Zira arı nüfusu halen fazladır. Ve sadece kuluçkalığa mahkum etmemek gerek. Ballıktaki çerçeveler alındıktan sonra bir iki tane boş petek ballığa konabilir. Yaklaşık bir haftalık bir süreçte kovandaki arı popülasyonu düşecektir zaten.
Ana arı
Ana arının varlığı koloni için çok önemlidir. Ana arı ömründe iki kez kovandan çıkar. Oğul zamanında ve çiftleşme zamanında. Ana arı yüksükten çıktıktan bir hafta sonra çiftleşme uçuşuna çıkar. Ana arı petek gözünün büyüklüğüne göre yumurta bırakır. Göze kafasını sokarak gözün büyüklüğünü ölçer. Ve bu petek gözünün büyüklüğüne göre ya döllü yumurta bırakır (bundan dişi-işçi arı çıkar) ya da dölsüz yumurta bırakır (bundan da erkek arı çıkar). Larvanın erkek veya dişi olma durumu yumurtanın döllü veya dölsüz olmasına bağlıdır. Nektar miktarı ve sıcaklığa bağlı olarak yumurtlama teşvik edilir. Teşvik; işçi arıların ana arıyı daha fazla beslemesi demektir.
Bizim ülkemizde iklim çeşitliliği fazla olduğundan dolayı bal üretim dönemleri çoktur. Bu sebeple işçi arıları da üreten ana arının önemi de daha fazladır. Genç ana arılarla yaklaşık iki misli bal üretilebilir. Bunun için de kendi arı ırkımızın devamlılığını sağlamaya ve kendi ana arımızı üretebilmeye ihtiyacımız var. Koloni sayımız belirli bir seviyenin üzerinde ise ana arı satın alma maliyetleri oldukça yükselir.
Ülkemizde çoğu arıcılarımız kendi arılarının ırklarını dahi bilmiyor. Ve kendi arılarının iyi özelliklerini kaybediyorlar. Ana arımızı bir yaklaşık 1,5 sezonda bir değiştirmeliyiz. Bunun için de ana arımızı kendimizin üretmesi önemli bir husus. Ana arının kalitesi; genetik özelliklerine, yetiştirme şartlarına ve yaşına bağlıdır.
Ana arı yetiştirme yöntemleri
1. Doğal (bizim yönlendirmemiz dışında olan) yüksüklerden ana arı elde edilmesi
Koloni anasını kendi değiştirmeye hazır pozisyondadır. Oğul sebebiyle veya diğer sebeplerden (anası ölmüşse, yaşlanmışsa vs) ötürü ana arı değişimi için yapılan ana arı yüksükleri kalitelidir. Ana arı üretimi için hava koşulları önemlidir. Hem beslenme hem de çiftleşme uçuşu için.
Doğal ana arı yüksükleri;
1. Oğul yüksükleri
2. Anası yaşlanmışlar için oluşturulan yüksükler
3. Anası ölen veya kaybolanlar için yapılan yüksükler
Doğal yüksükler yapıldığında bir tane yapılmazlar. Birden fazla yapılırlar. Örneğin 6 tane veya daha fazla da olabilir. Bu durumda fazla olan yüksükleri ihtiyacı olan diğer kovanlarımız için de kullanabiliriz. İhtiyacı olan bir koloniye ana arı yüksüğü verirken yüksük; bal-polen kemeri olan yavrulu bir çerçevenin üst-orta kısmına (kemerin üstüne) tutturularak verilir. Fazla olan yüksükleri oğul kutusu oluşturup (toplama yöntemiyle) buna da yerleştirebiliriz. Oğul kutuları 5 çerçeveli kovanlardır. Daha sonraları anası olmayan bir koloni için bu oğul kutusundaki ana kullanılabilir.
Çerçevenin alt kısmında yer alan yüksükler yeterli düzeyde beslenemediğinden (bal kemerine uzak) dolayı ya çerçevenin ortasındaki ya da yan taraflardaki yüksükler tercih edilmeli. En iyileri çerçevenin ortasındakilerdir (işçi arılar hep çevresinde dolandığından dolayı arı sütü ile iyi beslerler). Yani bir yüksüğü kullanıp kullanmamaya çerçevedeki konumuna göre karar veriyoruz.
Bir ana arı yüksükten çıktıktan 5 ile 10 gün içinde çiftleşme uçuşuna çıkmalı. Sezonun başında (yani erken-orta ilkbahar / oğul zamanı) doğal olarak oluşturulabilecek memelerden (yüksük) faydalanabiliriz. Onları bir oğul kutusuna aktarabiliriz. Daha sonra ihtiyaç olduğunda bu oğul kutusundaki anayı kullanabiliriz. Ana arı oğul kutusunda döllenir. Ve ilk yumurtalarını da orada atar. Oğul kutusundan bunu takip edebiliriz.
2. Kontrollü ana arı yetiştirme yöntemleri
En verimli iki koloni seçilir. Bu kolonilerden biri damızlık diğeri ise bakıcı koloniler olacaktır. Bakıcı koloninin anasını alır ve anasız bırakırız. Buradaki amaç bakıcı kolonide anasızlık hissi yaratmaktır. Bakıcı kolonide genç birey sayısı fazla olmalıdır. Yani ballık katına geçmiş birey sayısı fazla olacak derecede. Damızlık koloni de bu şekilde güçlü olmalı. Damızlık koloniden günlük yumurta alınır. Ve bakıcı koloniye verilir.
Damızlık olacak ve bakıcı olacak kovanlar belirlendikten sonra ise yöntem (ana arı yetiştirme yöntemleri) belirlenmelidir.
Miller yöntemi
Ham dalak (temel petek) yukarıdaki resimde görüldüğü gibi kesilerek çerçeveye takılır. Ve damızlık koloniye verilir. Damızlık koloni verilen ham dalağı kabartır ve ana arısı da yumurtalarını gözlere bırakır. Gözlere bırakılan yumurtalar günlük yumurta durumundayken (yani yumurta atıldıktan sonra çok geçmeden) çerçeve buradan alınır ve anasız bıraktığımız (anasını kafeslediğimiz veya tamamen kovandan çıkardığımız) bakıcı koloniye verilir.
Göz kapanana kadar bakıcı koloni bakar. Yani larva dönemi boyunca-pupa dönemine geçene dek. Sonra her bir yüksük ayrı ayrı oğul kutularına verilir. Yüksükler çerçevelere bal mumuyla tutturulur. Ana arı burada çiftleşme uçuşuna çıkar. Yüksük oğul kutusuna verilmeden doğrudan doğruya ihtiyacı olan başka bir koloniye de verilebilir.
Ana arı üretmek için birden fazla çerçeve kullanacaksak (çok sayıda üretmek için) tüm çerçeveler için tek bir damızlık koloni kullanabiliriz fakat her bir çerçeve için farklı bir bakıcı koloni olmalı. Ayrıca sürekli aynı koloni bakıcı koloni yapılmamalı. Zira ana arı için sürekli yüksük yapıp da anayı bir türlü görememek arıları strese sokar.
Miller yöntemi; Dr.C.C. Miller tarafından 1912 yılında keşfedilmiştir. Az sayıda ana arı üretimi için kullanılan pratik bir yöntemdir. Üçgen veya V şeklinde 5 ila 8 cm genişliğinde 3 ila 4 petek kesilerek, uç kısımları çerçevenin aşağı kısmına gelecek şekilde yanyana yapıştırılırlar. Ve damızlık kovanda ana arının bulunduğu kuluçkalıklı-yavrulu çerçevelerin arasına konur. Sonra koloni şurupla beslenir. Şurup oranı 1-1 (bir su bir şeker)'dir. Bir hafta içerisinde petek işçi arılar tarafından kabartılır ve yumurta atılır. Daha sonra petek bu kovandan alınarak daha önceden anasız bırakılmış başka bir kovana verilir. Bu kovan bakıcı kovandır. 10 gün sonra da çerçeve bu bakıcı kovandan alınır. Ve ana arı yüksükleri uygun yerlerinden kesilerek çiftleştirme kovanlarına (ruşet kovan) verilir.
Smith (Alley) yöntemi
Yukarıdaki resimde görülen ana arı üretim çerçevesi kullanılır. Çerçevede alttan üç paralel çıta sabit değildir. Kullanım kolaylığı açısından kendi ekseni etrafında dönebilmektedir. Günlük yumurtalı bir çerçeve damızlık koloniden alınır. Ve tek sıra bir hücre hattı boyunca kesilip bir dikdörtgen parça alınır. Bu parça üzerinde tek sıra halinde uzanan petek gözlerinde bulunan yumurtaların bazılarını çıkarıyoruz. Çıkarılıp iptal edilen yumurtalar rastgele değil bir sıra halinde çıkarılır. Hücre hattı boyunca şöyle bir bir yapı oluşmalı; yumurtalı, yumurtasız, yumurtasız, yumurtalı ... Bir düzen silsilesi içerisinde birtakım yumurtaları çıkarmamızın nedeni işçi arı hücresi ile ana arı hücresinin ölçülerinin farklı oluşudur. Ana arı hücresi daha büyüktür. Biz işçi arı hücresi üzerinde işlem yaptığımızdan dolayı bu hücrelerin ana arı yüksüğüne dönüştürülmesi sürecini göz önüne alıyoruz. Yani yüksük için alan açıyoruz.
(Uyarı: Resimde görülen temel petektir. Sınıf ortamında kabartılmış yumurtalı çerçeve olmadığından dolayı konu mankeni olarak kullanılmıştır.)
Daha sonra kestiğimiz her bir dikdörtgen parçayı ana arı üretim çerçevesi üzerindeki çıtaya bal mumuyla yapıştırıyoruz. Yani kestiğimiz her üç parçayı da bu üç çıtaya yapıştırıyoruz. Ana arı üretim çerçevesi üzerindeki çıtaların kendi ekseni etrafında dönebilmeleri kestiğimiz parçaları bu çıtalara kolaylıkla yapıştırmamızı sağlar. Çıtalara yapıştırılan parçalarda bulunan hücreler aşağı (dip tahtasına) doğru bakacak şekilde döndürülür. Ve bakıcı koloniye verilir. Bundan sonraki süreç diğer yöntemlerle aynıdır.
Bu yöntemde Miller yöntemine göre daha fazla ana arı üretimi yapılabilir.
Smith yöntemi (Alley yöntemi); Joy Smith, Alley yöntemini daha da geliştirmiş ve bu nedenle yöntem onun adıyla anılmaya başlanmış. Joy Smith'in yöntemiyle ilgili yazdığı kitap "Queen Rearing Simplified". Seçilen damızlık kovanın yumurtlama yerine (kuluçkalığına) kabartılmış bir çerçeve verilerek ana arının bu çerçeveye yumurtlaması sağlanır. Damızlık ana arı tarafından yumurtlanmış uygun yapıdaki larvalar petekten seçilen hücre genişliğinde şeritler halinde kesilir. Kesilen şeritteki larvalar 12 ila 24 saat yaştadır. Hücre duvar açıklığı 5,2 mm civarında olan işçi arı hücre temeli üzerindedirler. İkinci aşamada bu şeritler kendi ekseni etrafında dönebilen çıtaların üzerine yapıştırılırlar. Bu şeritlerde her üç larvadan ikisi alınıp biri bırakılır. Ve çerçeve bu şekilde anasız koloniye verilerek çok sayıda ana arı yüksüğü elde edilebilir. Ana arının çıkmasına yakın (pupa döneminde iken) yüksükler ruşet kovanlara verilir.
Hopkins yöntemi
Kendi adıyla anılan ve çok iyi kalitede ana arı yetiştirmek için geliştirilmiş bir metottur. Damızlık kovana verilen boş petek ana arının bıraktığı larvalar uygun yaşa geldiğinde alınır. Çerçevenin her iki yüzünden de dikeyde ve yatayda her bir üç sıra gözden ikisindeki yumurta alınır. (Yumurtaların bu şekilde alınma nedeni yukarıdaki metotlarda açıklanmıştı) Daha sonra bu çerçeve bakıcı koloniye verilir. Sonrası malum...
Doolittle (Aşılama) yöntemi
Damızlık kolonilerden alınan peteklerdeki işçi arı gözlerinde bulunan günlük larvalar (yumurta değil) larva cımbızı (veya larva transfer kaşığı) ile alınarak önceden hazırlanmış olan temel yüksüklere aktarılır.
Bakıcı koloni masrafını azaltmak adına bir kovan (koloni) üçe bölünür. Yani üç tane bakıcı koloni vazifesi görecek şekilde. Bölme işlemi bölme tahtaları ile yapılabilir ve bölme tahtaları tam dibe dayanmalı. Altında geçiş olmamalı. Yani bölmeleri birbirinden tamamen izole etmeli. Her bir bölümde üç çerçeve bulunur. Ballı-polenli çerçeve, kapalı yavrulu çerçeve ve günlük yumurtalı çerçeve. Kovandaki bölmelerden ortadaki uçuş deliği olarak kovanın önündeki uçuş deliğini kullanır. Yanlarındaki bölmeler ise kovanın sağ ve sol taraflarına açılan uçuş deliklerini kullanırlar. Bu yöntem aynı zamanda koloniyi oğuldan vazgeçirir. Ayrıca bu şekilde değiştirilen bir kovan sürekli olarak üretim kovanı olarak kullanılabilir.
Yüksük üretme ve larva aşılama
Yüksük üretme ve larva transferi ile alakalı bir video
Larva transferi ile alakalı bir video
Larva transferi ile alakalı bir video
Bu yöntemle alakalı türkçe bilgi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder