Translate

28 Aralık 2014 Pazar

Arılarım 218.Gün

Arılara kardeşim baktı. Uçuş tahtası üzerinde bir kaç ölü arı varmış. Kovan içerisindeki nemi artırma ihtimali sebebiyle kovan üzerindeki naylonu çıkarmış. Örtü tahtası niyetine kullandığımız çuvalı küçük bir miktar kaldırmış. Ve karanlıkta cep telefonunun ışığı vasıtasıyla örtünün altından bir anlık bakabilmiş. Son çerçevelerde arı miktarı az olmasına rağmen o kısımda arı görebilmiş. Bu da koloninin hayatta olduğunun göstergesi.

Vakit darlığı sebebiyle akşam karanlıkta cep telefonunun ışığı yardımıyla görebildiği kadarıyla, kovan içerisinde herhangi bir nem/rutubet izine rastlamamış. Hava sıcaklıkları 10 derecenin altına hiç düşmemişti ve son haftalarda da genellikle 15 derece civarında seyretmişti. Hava sıcaklığı bugün de 15 derece civarındaydı. Hava sıcaklıkları mevsim normallerinin biraz üzerinde seyretti. Eğer mevsim normallerinde veya biraz daha altında seyretseydi kovan içerisinde belki de nem oluşabilirdi.

23 Kasım 2014 Pazar

Arılarım 183.Gün - Varroa Raporu


Dip tahtasının görünümü. Biohayat firmasının Forbeevar formik asit jeli ile yapılan varroa mücadelesinin sonuçları. Dip tahtasında koyu kahverengi renge sahip döküntü kümesini varroalar oluşturuyor. Bu aynı zamanda arı nüfusunun kovandaki konumunu da ifade ediyor.


Dikdörtgen ile bir örneği gösterilen plastik parçası aylar önce kullandığım plastik cama ait olabilir mi, yoksa çerçevelerin üzerinde yem verirken kullandığım şeffaf plastik yemliğe mi ait? Daire içinde gösterilen varroalar daha açık renkli.Bunlar ergen olabilir mi? Olgunlaştıkça mı asıl renklerine kavuşuyorlar? Yoksa bu bir hastalık nedeni mi?


Yüzlerce varroa!


Bunları oturup da sayacak vaktim yok. Ancak varroa mücadelesinin başarılı olduğunu ispatlamaya yeterli olduğunu düşünüyorum.

Jel ilk olarak 6 Ekim tarihinde son olarak da 24 Ekim tarihinde olmak üzere 3 kez uygulandı. Son uygulamadan yaklaşık bir ay sonra da yukarıda görünen tablo oluştu. Jel etkin dolayısıyla mücadele de başarılı.


Kovanın yanına ilk gittiğimde karşılaştığım manzara. Uçuş tahtası üzerinde bir ölü sarıca olduğu halde bir avuç da arı ölü arı vardı.


Uçuş tahtasının hemen önünde yerde ise 50-100 kadar ölü arı vardı. Bu ölümlere bir anlam veremedim. Hava soğuk ve 10 derece civarında. Arı uçuşu yok. Kovana kulağımı dayayıp bir iki tıklattım. Bir uğultu duyamadım. Ancak uçuş deliğinde üç dört arı belirip uçuş tahtasındaki ölü sarıcayı taşımaya başladılar. Sarıcayı ellerinden alıp attım. Uçuş tahtası üzerindeki ölü arıları da uzaklaştırdım.


Daha sonra kovana bir iki kez daha tıklattım. Uğultu duymaya çalıştım, ama duyamadım. Buna rağmen uçuş deliğinde beliren arı sayısı arttı. Birkaçı kovanın önüne doğru bir iki metre uçup beni yokladılar ve hemen geri döndüler. Kovandaki tek hayat belirtisi yukarıda görülen arılar.

Kovanı açmak istemedim, zira hava soğuktu. Arıların salkım yapıp yapmadığından da emin değildim. Velhasıl arıları rahatsız etmek istemedim. Bu olumsuz gözüken durumu onlar için daha da kötüleştirebilirdi. Ancak bu arı ölümlerinin nedeni cevaplanması gereken kocaman bir soru olarak karşımda duruyor. Buna cevap bulmaya çalıştım.

Senaryo 1
"Havalar aniden soğudu. Kovan dışındaki arı aktivitesi bitti, kovan içinde de oldukça azaldı. Arılar tam bir salkım oluşturmasa da bir araya toplanmaya başladılar. Kovanın içinde ve dışındaki bu sukunet ortamını fırsat bilen sarıcalar kovana saldırdı. Bu saldırıya hazırlıksız yakalanan arılar büyük kayıplar verdi. Daha sonra sağ kalanlar içerideki ölü arıları uçuş tahtası üzerinde bir noktaya taşıyıp kümelemeye başladılar. Rüzgar, uçuş tahtası üzerinde kümelenen bu ölü arıları kovanın önüne savurdu."

Senaryo 2
"Yavru uçuşuna denk gelen şiddetli bir yağmur yağdı. Yavru arılar çok zarar gördüler."

Senaryo 3
"Varroa mücadelesi için kullandığımız formik asit jel, bir kısım arının ölümüne neden oldu."

Senaryo 4
"Havalar iyi gidiyordu. Az veya çok, kovana polen geliyordu. Öncesinde kek de verilmişti. Çerçevelerde yeterince bal kemeri ve polen stoğu da vardı. Bu olumlu koşullar nedeniyle yoğun bir yavru faaliyeti vardı. Sonra birden hava soğudu. Kovan dışı faaliyetler durdu, polen akımı kesildi. Kovan içindeki yavru bakım faaliyetleri bile etkilenmeye başladı. Arılar kışın geldiğini hissettiler ve son posta yavruların bakımının mümkün olamayacağını görüp onları gözden çıkardılar."

Uçuş tahtası üzerinde yalnızca bir ölü sarıca gördüm. Birinci senaryonun olabilmesi için daha fazla sayıda ölü sarıca olması gerekirdi. Ayrıca sarıcalar soğuk havadan bal arıları kadar etkilenmiyorlar mı? Kovanın alt köşesinde bir sarıca vardı. Hareketsiz ve uyuşuk. Ölü olabileceğini bile düşündüm. Ancak ben öldürene dek ölü değildi.

Formik asit jel ilk uygulandıktan 18 gün sonra kontrol edildiğinde arı ölümü görülmemişti. Şimdi bu kadar çok ölümün bu sebepten dolayı olması da makul görünmüyor.

İlk üç senaryo içerisinde en makulü ikinci senaryo. Çünkü daha evvel buna benzer bir şey yaşandı. (Bakınız "Arılarım 32.Gün")

Dördüncü senaryoyu kendi bilgilerim ışığında düşünemedim. Ali Bey'in son yazısını gördükten sonra düşündüm. Kendisi de aynı gün bir kovanında benzer durumu yaşamış. Ve neden olabileceğini de belirtmiş.

Ali Bey'in bugünkü yazısını okuduktan sonra kovan kapağını açıp da arıya bakmadığıma pişman oldum. Kovan içindeki duruma ait gözlemim bir ay öncesine dayanıyor. O vakit durumları gayet iyiydi. Ancak bu arı ölümlerinden sonra kovan içindeki durum bir muamma.


Kovan kapağı yazın yağan yağmurlardan sonra rutubet yapmıştı. Kapağın ek yerlerini silikonlamayı düşünmüştüm ama buna fırsatım olmamıştı. Ben de evden bulduğum şeffaf naylonu iki kat yaparak kovan kapağını içine alacak şekilde sarmaladım. Yağmur izolasyonu için bir tedbir olmuş oldu ama kovan kapağındaki iki havalandırma deliğini de kapatmış oldum. Bu durum rutubete neden olabilir.


En güzeli arıyı korunaklı bir yere almak olabilirdi ama buna da fırsatım olmadı.

22 Kasım 2014 Cumartesi

Bal ve Arı Ürünleri Fuarı

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği'nin düzenlemiş olduğu Bal ve Arı Ürünleri Fuarı'nı ziyaret ettim. Arıcılık ve bal üretiminde dünyanın 2. büyük ülkesi olan Türkiye'nin 7 bölgesinden üretim izinleri alınmış ve T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından onaylanmış üretici firmaların katılımı ile gerçekleştirilen bu fuar Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesi'nin Ahmet Fethi Paşa Salonu'nda 21 Kasım ile 23 Kasım tarihleri arasında ziyaretçilerini bekliyor. Salonun üst katında arı ürünleri ile ilgili firma standları mevcut. Salonun alt katında ise dünya çapında, Türkiye'nin en prestijli ekipman ve malzeme firmalarının en yeni ürünlerini görebilir ve yetkilileri ile tanışma imkanı bulabilirsiniz. Bu yıl fuarın ikinci yılı.

Adres: Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesi: Cumhuriyet Cad. Elmadağ, Valikonağı Girişi Harbiye, Şişli, İstanbul
Telefon: 0212 233 27 20

Fuarın düzenlendiği salona girmeden evvel bahçede Karabük Arı Yetiştiricileri Birliği pankartı taşıyan otobüs dikkatimi çekti. Bahçedeki tek otobüstü, anlaşılan kalabalık gelmişler.

Fuara saat 10:00 gibi gittim. Saat 14:00 gibi de ayrıldım. Bütün standları ziyaret ettim. Arı ürünleri tattım. İlgimi çeken arıcılık malzemelerini inceledim. Stand görevlileriyle ayak üstü hoşbeş ettim. Broşür ve promosyon ürünlerinden aldım. Öncelikli amacım herhangi bir şey satın almaktan ziyade haberdar olmak, bilgi sahibi olmaktı.


Fuar salonunu, arıcılık malzemeleri ile ilgili firmaların bulunduğu alt kattan gezmeye başladım. Salonun sonunda karakovan ürünlerin sergilendiği Kovansan'a ait stand ilk durağım oldu. Broşürlerinde "Teknik karakovan arıcılık" ibaresi var. Bu ifade ne anlama geliyor? Broşür önsözünden bakalım "...Koloni yönetimi uygulanamayan karakovanlarda sürdürülebilir arıcılık yapılması... Teknik arıcılığa has koloni yönetimi yöntemlerinin uygulanabildiği, göze ve gönüllere hitap edebilen kullanımı kolay bir tasarım..." Broşürde ayrıca Kovansan karakovanın hazırlanması, arı kolonisinin aktarımı, arılıktaki yerleşimi, bakım sırasında dikkat edilecekler gibi hususlar görseller eşliğinde açıklanmış. Bu bilgilere web sitesinden de ulaşılabilir.


Konya Şeker'e ait stantta arı yemi sergileniyor. Türkiye'nin ilk ve tek arı yemi imiş. Adı "birinci arı yemi". Yine broşürden faydalanırsak; "...Konya Şeker Sanayi ve Ticaret A.Ş. Türkiye'nin ilk Avrupa'nın en modern sıvı şeker tesisini Çumra Şeker Fabrikası bünyesinde kurmuştur... Türkiye'de ilk defa pancar şekerinden pastörize edilerek üretilen sıvı arı yemi 27.12.2006 tarihinde Tarım Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü'nün 1522 sayılı Yem Üretim Ruhsat Belgesi izni ile... "

Neden pastörize edilmiş sıvı arı yemi? "...Arılar fruktoz, glikoz ve sakkarozdan oluşan şurupları, sadece sakkarozdan oluşan şuruplara nazaran daha kolay alarak daha verimli kullanabilmektedir."

Konya Şeker San. ve Tic. A.Ş. tarafından Çumra Şeker Fabrikası'nda üretilen pastörize edilmiş arı yemi; "İnversiyon işlemi uygulandığından, arılar tarafından diğer şekerli besinlere göre daha çok tercih edilmekte ve daha kolay kullanılabilmektedir. Pastörize edildiği için, hastalık etmeni taşımaz, kristalize olmaz ve fermantasyona uğrayıp bozulmaz. Şeker şurubu yapımına göre alıcıya daha rahat taşıma ve kullanma kolaylığı sağlamaktadır. Kolonide kuluçka faaliyetleri ve üreme daha hızlı olmaktadır. Arılar, kullanımı daha kolay ve daha basit olduğundan fazla enerji sarf etmezler. Diğer besinlere göre daha ekonomiktir. İçeriğinde yeşil renk gıda boya maddesi kullanılmıştır. %100 doğal."

Pastörize arı yeminin besin değerleri:
  • Sakkaroz: %30-36
  • Glikoz: %27-30
  • Fruktoz: %37-40
  • Kuru madde: %70-74
  • pH değeri: 4-6
  • Kül miktarı max: %0,1
  • HMF değeri max: ppm. 40
  • Renk: Yeşil
Ayrıca Türkiye'nin tek pastörize arı şekeri keki: Fondan Şekeri


Salondan bir görünüm. Henüz erken ve pek kalabalık değil.


İlerleyen saatlerde hareketlilik artıyor.


Apimaye'nin 2015-2016 ürün kataloğu çok güzel hazırlanmış. Katalogdaki ithal ürünlerin bir çoğuna web sitelerinde rastlayamadım. Yalnızca fiyat listeleri var. Bir de yalnızca kendi ürettikleri ürünler için bir katalogları var. O da gayet güzel hazırlanmış. Termo Kovan, Ergo Kovan, Ergonomik Kovan ve Ergonomik Parçalar gibi ürünlerini detaylı bir şekilde anlatmışlar.

Kataloglarda şu şekilde ifade etmişler kendilerini;

"Arıcılık sektöründe dünyadaki teknolojik gelişmeleri, değişimleri takip ederek arıcılığı hobi ya da meslek olarak yapan herkesi en modern ve doğru ekipmanlar ile buluşturmak için kurulmuştur."

Ürün geliştirme ve pazarlama alanlarında danışmanlığını yaptığı Yıldırım Plastik firması ile TÜBİTAK destekli bir Ar-Ge projesi kapsamında, dünyada bir ilk olan 'Termo Kovan'lar ile innovasyon ödülleri almış olup özellikle ülkemizde kovan standardizasyonu ve verimlilikte kovanın önemi konularında farkındalık yaratmıştır."

"Kaliteyi ilke edinerek üretmiş olduğu Termo Kovanlar, Ergo Kovanlar ve Ahşap kovanların modernizasyonuna yönelik ekipmanların yanısıra yapmış oldukları uluslararası işbirlikleri ile dünyanın önde gelen arıcılık ekipmanı firmalarının ürünlerini ülkemiz arıcılarının hizmetine sunmuştur."

"Ülkemiz arıcılarının dünya standartlarında üretim yapabilmesi hedefiyle..."


Apimaye ürünleri gerçekten çok kaliteli görünüyorlar. Bana yalnızca ergonomik polenlikli tabanlarını kullanmak nasip oldu. Tek kelimeyle harika. Komple bir apimaye kovan benim bütçemi aşar. Ancak ahşap kovanlarımda; ergonomik polenlikli tabanlar ile ergonomik kovan kapağını kullanmayı düşünüyorum. Ergonomik parçaları oluşturan tüm ürünler ahşap kovan modellerinin modernizasyonu için standart ölçülerde tasarlanmış. Bunlar; apimaye kovan serileri (Termo, Ergo, Ergonomik Kovan) ve 10 çerçeveli tüm kovan modelleri ile uyumlu imiş.


Ergonomik ahşap kovan montaj kılavuzu - 1


Ergonomik ahşap kovan montaj kılavuzu - 2

Türk Standartları Enstitüsü'nün web sitesinde 3409 numaralı "çerçeveli arı kovanları" standardında belgeli firma olarak yalnızca Yıldırım Plastik görünüyor.


Dumanlı Tarım'ın standı. Güneş enerji sistemleri... Standlarında bulunan ve elektrikli çit sistemini örnekleyen minik sistem oldukça ilginçti. Işıl ışıl... Bu sistem arıları domuz ve ayılardan koruyormuş. Standdaki yetkilinin söylediğine göre, ayı saldırılarına karşı başarılı olan ilk veya tek sistem imiş Türkiye'de. Bu sistemin arıcılar için ortalama maliyeti 520 TL imiş.


İstanbul Petek'in standından bir görünüm. Ana arı çiftleştirme kovanları. Ne güzel de görünüyorlar. 2015 ürün kataloğunda kovan kapakları, oksalik asit buharlaştırma aparatı, ayı kaçıran elektrikli çit sistemi gibi henüz web sitelerinden satışa sunulmamış yeni ürünler var.


Demonte arı taşıma kutusu. Ben kutuyu incelerken bazı arıcılar ayak üstü olumsuz fikirlerini beyan etseler de bence aceleci olmamak gerek. Açıkcası benim kullanmayı düşünebileceğim bir ürün. Katalogda şu şekilde ifade edilmiş. "Türkiye'de ilk demonte arı taşıma kutusu. Plastik malzemeden üretilen kutumuz kelebek vida sistemiyle, hiç bir alete gerek kalmaksızın, sökülüp takılarak defalarca kullanılabilme özelliğine sahiptir. Demonte özelliği sayesinde arı almaya giderken yer kaplamayacağından nakliye masrafını en aza indirir. Ayrıca nemli havalarda karton kutularda oluşan çökme ve deforme olma problemini yaşamadan problemsiz bir şekilde arı naklinizi gerçekleştirebilirsiniz. Ürünün dayanıklılığı sayesinde araç içerisinde ortalama beş kata kadar üst üste yükleme imkanı sağlar." Satış fiyatı 30 TL. Detaylı resimler ve diğer ürünler için web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Arıcılık Gazetesi - Arıcının gazetesi. Ve Türkiye'nin ilk ve tek arıcılık gazetesi. Aylık gazete. Kasım sayısını inceleme olanağı buldum. Ajanslardan derlenen arıcılık haberleri mevcut. Makale yok maalesef. Buna rağmen bolca reklam vardı. Yıllık üyelik 40TL.


Bu kabartılmış petekler Civan Arıcılık'ın standından. Yakında bunlar da raflarda yerini alabilir. Yanlış hatırlamıyorsam 27 TL gibi bir şey kalmış aklımda. Peteklerin başında arıcılar küçük bir hesap yaptı. "Arı bunu kendi yapsa şu kadar bal tüketirdi demek ki bu ucuza geliyor"

Civan Arıcılık varroaya karşı silah olarak "Apivar" diyor. Apivar: 500 mg amitraz şerit. Apivar'ın şerit formu 15 yıldır kullanılıyormuş ve varroa buna direnç göstermemiş.


Oksalik asit buharlaştırma aparatı için Gürle Arıcılık'ın standını özellikle ziyaret etmek istiyordum. Aparatın nasıl kullanıldığını Mehmet Bey'den dinledim. Öncesinde İstanbul Arıcılık'ın standında da nasıl kullanıldığını konusunda yardımcı olmuşlardı ancak aparatın mucidinden ve üreticisinden dinlemiş olmak daha faydalı oldu. Öncelikle aparatın broşüründeki bilgileri paylaşayım.

Oksalik Asit Buharlaştırma Aparatları (Oxalic Acid Vaporizer) - Oksalik Asit Buharlaştırma Yöntemi

"2 gram Oksalik asit Dihidrat ile özel geliştirilmiş buharlaştırma aparatları kullanarak, arı kolonilerinde kapak açıp koloni düzenini bozmadan yapılan en ucuz ve etkili mücadele şeklidir. Oksalik asit buharı, varroanın beslenme organlarına ve ayaklarına hasar verir. Beslenemeyen ve hareket kabiliyetini kaybeden varroa, arının üzerinden düşerek bir müddet sonra ölür. Varroa ölümleri yaklaşık üç günden sonra başlar. Arıların tüm evrelerinde gözlemlenen ve bilinen bir yan etkisi yoktur. Yıl içerisinde birden fazla uygulama yapılabilir. En etkili dönem kapalı yavrunun olmadığı veya en az olduğu kış dönemidir. Bal hasadından sonraki ara dönemlerde rahatlıkla kullanılabilir. Kuluçka faaliyetinin sürdüğü dönemlerde gerekli ise, 3-4 gün arayla iki-üç uygulama yapılabilir. Bu dönemde yapılan uygulamalar, sadece açıktaki varroaya karşı etkilidir. Organik kökenli bir mücadele şekli olsa bile, bal akım dönemlerinde kullanılması tavsiye edilmez."

Melliferae.V Birliği tarafından değişik sıcaklıklarda yapılan mücadele sonrasında elde edilen başarı değerleri;

Sıcaklık  -2 ile   0 derece arası başarı oranı %72
Sıcaklık   0 ile   2 derece arası başarı oranı %99
Sıcaklık   2 ile   4 derece arası başarı oranı %97
Sıcaklık   4 ile   6 derece arası başarı oranı %96
Sıcaklık   6 ile   8 derece arası başarı oranı %95
Sıcaklık 14 ile 16 derece arası başarı oranı %95


Broşürde aparatın nasıl kullanıldığı anlatılmamış. 1 numaralı dikdörtgen aparatı kullanırken tutacağınız kısım. Bu kısmın başındaki boruya bir hortum vasıtasıyla piknik tüpü bağlanır. Bağlantı noktaları kelepçelerle sabitlenir. Oval daire ile gösterilen kısımlar oksalik asit dihitratın (katı/toz formunda) konulduğu kısımlardır. Her bir hazneye 2 gr oksalik asit konur. (Oksalik asiti koymak için 2 gramlık bir ölçeği de aparata dahil). Her bir hazne tek bir kovan içindir. Resimde görülen aparatın 6 hazneli modelidir. 2 numaralı dikdörtgen oksalik asitin konduğu hazneleri kontrol eder. Ok ile gösterilen kısımdaki pürmüz alevi, önünde konumlanmış olan hazneyi ısıtır. Haznedeki sıcaklık 160 derece civarına ulaştığında oksalik asit buharlaşır. Mevcut hazne boşaldığından dolayı ilgili mekanizma ile bir sonraki hazne pürmüz alevinin önüne konumlandırılır. 4 numaralı dikdörtgen oksalik asit buharının çıktığı kısmı gösterir. Bu kısım kovanın uçuş deliğinden sokularak buharlaştırma işlemi gerçekleştirilir. 3 numaralı dikdörtgen küçük bir pompayı gösterir. Oksalik asit buharlaştırma işlemi sonucunda boruda kalabalicek olası tortuları borudan uzaklaştırmak için olabilir. Veya buhar oluşması esnasında buharı kovana daha basınçlı gönderebilmek için de olabilir. Bu kısmı teyit etmekte fayda var. Bu aparatın fiyatı yanlış hatırlamıyorsam 430 TL. Bu aparatın bir de tek hazneli olan modeli mevcuttur. Onun fiyatı da fuarda 160 TL idi. Ama normal şartlar altında ne kadardan satılıyor bilmiyorum. Bu aparat yavaş yavaş arıcılık malzemesi satan firmaların ürün yelpazesi arasına giriyor. Örneğin İstanbul Peteğin 2015 ürün kataloğunda mevcut.

Tek hazneli aparatın kullanımı esnasında önemli bir husus var. Her bir buharlaştırma işleminden sonra oksalik asitin konduğu hazne aşırı ısındığından dolayı bu hazneyi kullanımdan sonra bir diğer uygulamaya geçmeden evvel soğutmak gerek. Aksi halde sıcak hazneye oksalik asit koymak bir sonraki uygulamayı başarıyla gerçekleştirmeyi engelleyebilir. Uygulama sonrası hazneyi soğutmak için dibine sünger üzerine de su konulmuş küçük tas kullanılabilir. Haznenin taban kısmı bu tasa batırılarak soğutulabilir. Altı hazneli modelde soğutma için ekstra bir işleme lüzum olmayabilir. Bir sonraki hazne kullanılırken bir önceki soğumaya başlar. Altı hazneli model çok sayıda kovana uygulanacaksa kullanışlı olabilir. Ancak hazneleri kontrol eden mekanizma ne derece kullanışlı onu bilemiyorum.

Not: Oksalik asit buharlaştırma uygulaması gerçekleştirilirken eldiven, gözlük ve gaz maskesi kullanılmalı.

Ürünün web sitesini ziyaret edebilirsiniz.


Türkiye'nin öncüsü Doğu'nun incisi peteğin birincisi Saf Petek. (Broşürden) Farklı özelliklerde 4 çeşit kekleri var: Proteinli kek, Polenli kek, süper kompozeli kek ve Nösem proteinli kek.

Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu sanırım Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Fonları (IPARD) kapsamında bir tanıtım yapıyor.


Bu kovan takip ve izleme sisteminin SBS'nin İstanbul İli Arı Yetiştiricileri Birliği ile gerçekleştirdiği Kovanımı İzliyorum projesiyle bir alakası var mı bilemiyorum.


Happybees'in standı. Klasik ahşap kovanların modernizasyonuna yönelik plastik parçalar çok popüler oldu. Arı kovanı üreten marangozlar plastik taban kullanmayı tercih ediyorlar. Bunun daha da yaygınlaşacağını düşünüyorum. Zira plastik mamüllerde polen toplama ve varroa ile mücadele için gerekli yapı daha kolay oluşturuluyor ve daha kullanışlı oluyor. Plastik kovan kapaklarının da yaygınlaşacağını düşünüyorum. Zira ahşap olanlarda bir izolasyon problemi oluyor.

Neden happybees kovan tabanları? Cevabı Erplast Plastik San. ve Tic. Ltd. Şti. web sitesinde.

Simecs'in kovan tabanları için ise web sitesi.


Apimondia 2017'de İstanbul'da.

Arıcı-Yaylacı konaklarının güç gereksinimleri için CW Enerji'nin oluşturmuş olduğu sistemler standlarında tanıtılıyor. Benka Arıcılık da bu sistemlerin satışını yapan bayilerden... Broşürlerinde ürettikleri güç miktarlarına göre 9 farklı sistem var. En düşüğü 60 ekran bir LCD televizyonu 8 saat çalıştırırken en yükseği ise 2 adet 81 ekran LCD televizyonu 20 saat süreyle çalıştırabiliyor.

Engin Arıcılık (Engin Proje ve Danışmanlık) standı. Broşürden bakalım: "Firmamız 2012 yılında Engin Proje ve Danışmanlık adı altında Sivas ilinde kuruldu. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK), KOSGEB, Bölgesel Kalkınma Ajansları ve İl Tarım Müdürlüklerine hazırladığımız hibe ve destekleme projeleri ile adını duyurmuştur. 2013 yılında arıcılık faaliyetlerine de ağırlık vererek  arı ürünlerinin ve arıcılık malzemelerinin, topdan ve perakende satışına başladık. Aynı sene içerisinde kendi kurduğumuz arılıklarımızda, bizimle beraber çalışan diğer iş ortağı arıcılarımızla birlikte bizden talep edilen bal, polen ve propolis üretimine ağırlık verdik. 2014 yılında internet üzerinden faaliyet gösteren www.ari.center'ı hayata geçirdik. Bu site, arıcıların özellikle hibe ve destekleme programları için alacakları makine ekipmanları karşılaştırmalı olarak görebilecekleri ve satın alabilecekleri güvenli e-ticaret sitesidir."

Engin Arıcılık'ın referanslarına bakıldığında toplamda 57 arıcı için gerçekleştirilen projelerin toplam tutarı yaklaşık 5 milyon TL ve bunların karşılığında da TKDK'dan alınan toplam hibe tutarı yaklaşık 2,5 milyon TL. Engin Arıcılık'ın iş ortakları: Suzen bal makinaları ve arıcılık ekipmanları, Benka, Muğla Petek, Üngör solar enerji sistemleri, Biohayat, Civan ve Apimaye.

Bavet'in standında varroa ile mücadele için Apistan, Apiguard gibi ürünler; balmumu güvesine karşı B401 adlı ürün, SWARM Attractant Wipe adlı oğul çekici mendil; Avrupa ve Amerikan yavru çürüklüğünün tanısı için Vita tanı kitleri ve arıların beslenmelerine yönelik vitafeedGOLD, vitafeedGREEN adlı ürünler ön planda.

Biohayat'ın standında arının ihtiyaç duyabileceği Beetonic çözelti; Immunbee çözelti; Nosembee Plus çözelti; Vitafbee Plus çözelti; Beeodine & Beeodine SOFT çözelti; Powerbee Konsantre Oral çözelti; varroa mücadelesi için koumafos etken maddeli ABvarC tablet ve timol etken maddeli ABvarBio tablet ve formik asit etken maddeli Forbeevar jel adlı ürünler ön planda.

Devrek/Zonguldak'da bulunan Doğal Petek ve Arı Evi'nin ürettiği arı kekleri: S.Kompoze arı keki, N-Plus proteinli arı keki ekstra, N-Plus proteinli arı keki ve Gold proteinli arı keki. Detaylı bilgi için: 0372 500 00 44

Macahel Arıcılık ürünleri:
Damızlık Saf Kafkas Ana Arı (Macahel) 1 Haziran - 31 Ağustos
Damızlık Kafkas Posof Eko Tipi Ana Arı (Ardahan-Posof) 1 Temmuz - 31 Ağustos
Damızlık Anadolu Arısı (Ankara Kızılcahamam) 1 Haziran - 31 Ağustos
Kafkas F1 Ana Arı (Artvin) 15 Nisan - 15 Eylül
Anadolu x Kafkas Hibrit Ana Arı (Ankara Kızılcahamam) 1 Haziran - 1 Eylül

Satış Pazarlama Hatları: 0532 351 98 25 - 0549 351 98 25 - 0530 225 01 18
Teknik Danışmanlık Hatları: 0549 351 98 28 - 0549 351 98 31

Nano Teknolojik Arıcılık Ürünleri; Nano gümüş içerikli temizlik solüsyonu ve nano gümüş/ zeolit hijyenik arı kovan nem alıcı ürünleri için bayilikler veriyor.

Balkaya Ticaret tekstil içerikli arıcılık ürünleri üretiyor. Eldiven çeşitleri, çorap, maske, süper maske, mont maske, çocuk maske, kelle maske, kapitoneli maske, pantolon, tulum, düz ve tüllü petek örtüsü.

Arı Farma; Arı sağlığı ile ilgili ürünler sunuyor. Bal arısı için güçlü vitamin kompleksi 'Arı Polivit'. Varroa ve kireç hastalığına karşı buhar etkili organik ilaç 'Formiset'. Hastalıklara karşı arıların vücut direncini artıran bileşik 'Streset Forte'. Varroaya karşı boş körükte yakılarak kullanılan karton rulo 'Varroset'. Varroaya karşı kullanılan bitkisel organik ilaç 'Thymoset'. Kovan terklerini önleyen premiks 'Noseset'.

Noseset, Streset Forte, Streset ve Polivit; şeker şurubuna veya keke katılarak veriliyor. Şuruba veya keke hangi oranlarda katıldığını ifade eden ölçülerde kullanılan standart kek formülü: 6,5 kg pudra şekeri + 3 kg bal + 400 gr yağsız süt tozu.

Polivit; vitamin ve mineral madde kompleksi. Çam balı üretim alanlarında polen yokluğu nedeniyle yavru sayısı azalan kolonilerde Polivit ile polen açığını kapatma imkanına sahip olabilirsiniz.

DOKAP BKİ (Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı) yaptığı ihale sonucunda "Arı ve arı ürünleri üretimi faaliyetinin Doğu Karadeniz illerinde geliştirilerek yaygınlaştırılması projesi" ni TKV (Türkiye Kalkınma Vakfı)na vermiş. 8 ilde gerçekleştirilecek projenin birinci yılında 1140 üretici, ikinci yılında 520, üçüncü yılında 840 üretici olmak üzere toplam 2500 üreticinin proje faaliyetlerine katılımı planlanmış. Söz konusu 2500 üreticiden; 200 kişinin ana arı üretimi, 200 kişinin arı sütü üretimi,1500 kişinin polen ve propolis üretimi 600 kişinin oğul kış bakımı konularında eğitilerek mesleki kapasite artışlarının sağlanması hedeflenmekte. Ayrıca arı zehri konusunda AR-GE çalışmalarının tamamlanmasıyla, arı zehrinin ticari bir ürün olarak arı ürünleri sektörüne kazandırılması projenin diğer bir hedefi olarak belirlenmiş.

Düzenli olarak çam balı tüketiyorum. Balı marketlerden alıyorum ve birkaç markayı tüketiyorum. Fuarda bal tadarken çam ballarına özellikle dikkat ettim. Balıkesir, Çanakkale ve Muğla ballarını tattım. Üçünün aroması da birbirinden farklıydı. Dahası benim marketlerden aldığım çam balının aroması daha da farklıydı. Muğla İli Arı Yetiştiricileri Birliği'nin standında denediğim çam balı tek kelimeyle enfesti. Bundan sonra benim için çam balının tek adresi var. Marketlerdeki ballar acaba hangi işlemlerden geçiyor? Pastörizasyon işlemi acaba balı ne kadar değiştiriyor?

Muğla İli Arı Yetiştiricileri Birliği'nin 'Özel Muğla Arıcılık Müzesi' varmış. Müzenin tanıtımını içeren bir katalog hazırlamışlar. Geçmişten günümüze arıcılığın gelişimini yansıtan bir müze. Harika olmuş. Emeği geçenlere teşekkürler. Müze ziyaretçilerine çam balı satışı da yapılıyor. Büyük kavanozların fiyatı 17,5 TL. Büyük bal tenekelerinde alınırsa daha da indirim uygulanıyormuş. 11 TL gibi bir şey kalmış aklımda ama en doğru fiyatlar birlikten öğrenilebilir. İşin güzel yanı telefonla sipariş verebiliyormuşsunuz ve sanırım kargo da ücretsiz. Uğramaktan en çok memnun olduğum standlardan biri Muğla İli Arı Yetiştiricileri Birliği'nin standı oldu.


Sepe Natural standında bitki çayları, bitkisel doğal yağlar, kozmetik, gıda takviyeleri ile beraber arı ürünleri mevcut. Gıda takviyeleri konusunda oldukça geniş bir ürün yelpazesi var. Ürünlerin tanıtımlarının yer aldığı kataloglar güzel hazırlanmış. Stand hostesleri de fuar için özeldi sanırım.

SBS standında; propolis, arısütü ve baldan oluşan çeşitli karışımlar mevcut. Bu ürünleri BEE’O markası altında sunuyorlar. SBS; KOSGEB tarafından desteklenen “propolisin duyusal, biyolojik ve kimyasal özelliklerine göre sınıflandırılarak, insan tüketimine uygun nitelik kazandıracak proses yöntemlerinin geliştirilmesi” projesi ile kurulmuş.  Başka projeleri de var. Bunlardan biri de İstanbul Arı Yetiştiricileri Birliği ile gerçekleştirdikleri “Kovanımı İzliyorum” projesi.

Propolis hakkındaki araştırmalarından bir alıntı: “..Propolis kovanda üretildiği hali ile tüketilememektedir. İnsan tüketimine uygun hale getirilmesi ve vücudumuzun bu üründen faydalanabilmesi için, işlenmesi gerekmektedir. Bu işleme yöntemleri son derece önemlidir. Yanlış işleme teknikleri, çok değerli bir gıda olan propolisin özelliğini ve aktivitesini tamamen kaybetmesine yol açabilir. Bu nedenle propolis mutlaka uzmanlar tarafından, uygun alt yapı, bilgi ve teknik donanım ile işlenmeli ve insan tüketimine sunulmalıdır. .. Katma değeri çok yüksek olan bu ürün insan tüketimine sunulacak şekilde üretilememektedir. Oysaki bu ürüne özel prosesler geliştirilerek, insan tüketimine sunulabilir nitelik kazandırılabilir…

By Propolis’de sadece propolis üzerine yoğunlaşmış bir işletme.  Propolisi işlemek ve içindeki yabancı maddeleri ayrıştırmak için bir cihaz kullanıyorlarmış. Propolis hakkında bir uyarıları var: “Propolisin işlem görmeden kovandan alındığı gibi kullanılması ya da bilimsel olmayan ortamlarda işlem görmüş gibi pazarlanması, canlı organizmada fayda yerine sakınca oluşturabilmektedir.

Suda eriyebilen propolisin oluşumu

Etil alkolden ayrıştırılarak elde edilen sıfır alkol değerindeki bileşik özel makinalarda labaratuar ortamında “BAL MUMU”ndan ayrıştırılarak su içerisinde eriyebilen yeni bir forma sokularak “SUDA ERİYEBİLEN PROPOLİS EKSTRATI” meydana gelir. Üründeki kalite; bardaktaki suya damlatıldığında  hafif bir çalkalama ile bardak yüzeyine yapışmayan kahverengimsi görünümde bir sıvı meydana gelir.

Artvin Arı Yetiştiricileri Birliği – Etkili bir propolis kullanımı; Ham propolis ağızda ıslatılıp yumuşatılarak, çiğnenebilir ya da yutulabilir. Bir şişe seyreltilmiş propolis 1,5 lt su ile karıştırılıp günlük bir su bardağı içilerek tüketimi sağlanır.

Ersan Balcılık Arıcılık, Tulliana markasıyla Bitlis’in Mutki ilçesinde ballarını üretiyor. Bitlis’te üretilen ballar genel olarak 2500-3000 metre rakımlı geven ve kekik yaylalarının balları imiş.

Mazın Bal ve Arı Ürünleri, 2007 yılından beri Elbistan Nurhak’ta 1700-3000 rakımlı dağlarında doğal bal ve arı ürünleri üretiyor. Mazın balı 4.Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Yarışması Çiçek Balı Kategorisinde dünya  ikincisi olmuş.


Engür Bal’ın üretim yeri Sivas’ın Tozanlı Yaylası imiş.

Dikmen Bal, arıcılık faaliyetlerini Aydın’da yapıyor. Yüzlerce bal bitkisi bulunan Aydın’da Hayıt ve Karabaş otu (yöresel adıyla Kargan) yörenin iki önemli bitkisi. Kargan; Çine, Karpuzlu ve Koçarlı ilçelerinde doğal olarak yetişmekteymiş. Özellikle Akçaabat, Umcular, Tekeler, Yagsilar, Ömerler, Karacaören, Zeytinköy… kasabaları karabaş otunun yoğun olarak yetiştiği yörelerin başında geliyormuş.

Tabip Gıda günümüzde 600 arı kolonisi ile organik statüde üretim yapıyormuş. Ayrıca sözleşmeli arıcıları vasıtası ile de …

Anavarza Bal, Kozan merkezli. Fuarda; Doğu, Güneydoğu Anadolu ve Toroslarda bulunan çiçeklerden elde edilmiş, harika kavanozlara sahip çiçek ballarından dağıttılar, promosyon olarak. Kavanozlar 20 veya 34 gr’dı. Annem tattığında “Tıpkı bizim köyün balları gibi!” dedi.

Balparmak "Arıcının cep kitabı" adlı bir kitapçık hazırlamış. Gözden geçirilmiş 7. baskısı stanttaydı. Güncel bilgiler içeriyor kitapçık. Örneğin varroa ile mücadele konusunda formik asit ve oksalik asitin kullanımından da bahsedilmiş. Balparmak’ın standında tedarikçi sorumluları da vardı, etrafını bir grup arıcı çevrelemiş şekilde.

Samsun İli Arı Yetiştiricileri Birliği'nin standında diğer birlik standlarından farklı olarak arıcılığa yönelik kitaplarda mevcuttu. Daha önceden Türkiye'deki bütün il birliklerinin ve İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlükleri'nin web sitelerini incelemiştim. Birkaç birliğin ve müdürlüğün web sitesi arıcılığa yönelik çok sayıda kaynağa sahipti. Eğitime verdikleri önemden dolayı bu birlik ve müdürlüklerimizin yönetici ve çalışanlarına çok teşekkürler.

Samsun İli Arı Yetiştiricileri birliği'nin bir de "Petek" isimli dergisi var. Web sitelerinden bu dergiyi takip ediyordum. 12. sayısına da fuarda ulaştım. Çok faydalı bir dergi, konunun uzmanlarının yazdığı makaleler mevcut. Örneğin bu sayısında Prof.Dr. Muhsin DOĞAROĞLU'nun kaleminden "Koloni Ölümlerinde Yönetim Hataları"; Dr. Ertaş TUTKUN'un kaleminden "Balda Bulunan Enzimler ve Özellikleri"; Doç.Dr. Devrim OSKAY'ın kaleminden "Bal Arısı Kolonilerinde Ana Arıların Değiştirilmesi" gibi makaleler mevcut.

Samsun'daki birlik ve il müdürlüğünün kaynaklarından bir kısmının yazarı Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Ali KORKMAZ'a aitti. Standda kendisiyle tanışma fırsatı buldum. "Anlaşılabilir Arıcılık" isimli kitabını da kendisine imzalatma olanağı buldum. Bu kitaplar ve diğer kaynaklar web sitelerinde e-kitap olarak tüm ziyaretçilerine açık.

Ordu İli Arı Yetiştiricileri Birliği’nin standında da birliğin altı ayda bir çıkardığı “Oray-Bir’in Sesi” dergisi vardı. Şimdiye dek 9 yılda 10 sayı olmuş. Bu dergide de faydalı makaleler yer alıyor. Örneğin Prof.Dr. Ahmet Güler’in kaleminden “Petekli Bal Üretim ve Tüketimi”;  Yrd.Doç.Dr. Aslı Özkırım’ın kaleminden “Bu Senenin Yavru Çürüklükleri, Bu Senenin Nosema’sı!”;  Veteriner Hekim Serap Gül’ün kaleminden “Arı Ürünleri ve Sağlıkta Kullanılmaları” gibi makaleler yer alıyor. Bu kısıtlı sayıdaki dergi web sitesi üzerinden de ulaşılabilir olsa idi daha faydalı olurdu.

Orman Genel Müdürlüğü'nün çok güzel çalışmaları var. Fuarda standlarında "Ormanlarımızda Yayılış Gösteren Asli Ağaç Türleri" adlı çok güzel hazırlanmış bir kitapçık vardı. Web sitelerinden daha evvel bu yayını ve diğer bir çok yayınlarını incelemiştim. Ancak fuarda bal ormanlarına yönelik çalışmalarıyla ilgili de bir dokümantasyon görmek isterdim.

İstanbul İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Onur ÇİLENK, birlik standında ziyaretçilerini karşılıyordu. Onur Bey'in çalışmalarını beğeniyorum ve eğitime verdiği katkılar için de ayrıca tebrik ediyorum kendisini.


Arı ürünleri standlarının bulunduğu kısımda bir çok arı ürününü tatma imkanım oldu. Bal, polen, propolis, arısütü. Değişik yörelere ait kestane, orman gülü (deli bal), çiçek ve çam ballarını tattım. Sanırım çok fazla bal ve polen yedim bir ara başım dönmeye başladı. Çiçek balları bir kaçı hariç aynı aromaya sahipmiş gibi geldi bana. Genelde kekik ve geven ağırlıklı. Kestane balları da birbirinden pek farklı değildi. Ancak çam ballarının aroma farklılıklarını hemen fark ettim. Ürünler ağırlıklı olarak gezginci arıcılar tarafından üretildiğinden dolayı ürünler genellikle birliğin bulunduğu bölgeyi temsil etmiyor.

Fuara katılan birlik, şirket ve kurumların bir listesi aşağıdadır.

Ardahan, Balıkesir, Elazığ, Düzce, Bingöl, Yalova, Mersin, Muğla, Artvin, Rize, Kastamonu, Ordu, Samsun, Hatay, Trabzon, Çanakkale, Zonguldak, Bitlis ve Bursa İl Arı Yetiştirici Birlikleri ve Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği

Bal Arısı, Mazın Bal, Altın Petek, Batı Trakya Arıcılar Derneği, Biohayat, Engür Organik Bal, SBS Bilimsel Bio Çözümler, By Propolis, Tabip Gıda, Anavarza Bal, Altıparmak, Sepe Natural Organik Ürünler, Ersan Balcılık Arıcılık, Fenerköy Arı Çiftliği, Tulipa Bal, Benka Arıcılık, Engin Proje Danışmanlık, Nur-El Eldiven ve Arıcılık Malzemeleri, Bavet, Simecs, İzmir Petek, Probee, Canımız Tarım Aletleri, Bergama Petek, Kovansan, Konya Şeker, Arı Farma, Güner Kayral, Apimaye, İstanbul Petek, Apimon – Beeagra, Erplast Plastik – HappyBees, Civan Arıcılık, Temel Petek, Saf Petek, Gürle Arıcılık, Türkiye Kalkınma Vakfı Destek Tarımsal Üretim İşletmeleri

İstanbul Valiliği, İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü, Samsun Valiliği İl Özel İdaresi




24 Ekim 2014 Cuma

Arılarım 153.Gün - Varroa Raporu


Dip tahtası genel görünüm.


Döküntülerin yoğun olduğu kısım.


Tespit ettiğim varroalar. Daha önce daha net bir fotoğraf üzerinden varroları tespit etmeye çalışmıştım. Bu sefer fotoğraf o kadar net değil. Bir kısmını propolis damlasıyla karıştırmış olduğum kesin. Ancak bir fikir veriyor. 200-250 arası nokta. Varroa miktarının 100 ile 500 aralığında olduğunu düşünüyorum çok kabaca. Bakımın etkili olduğu kesin. Ama ne kadar etkili? Bunu daha net fotoğraflar elde ettiğimizde anlayacağız.

Bu fotoğraflar 24 Ekim tarihinde alındı. Aynı gün üçüncü ve son kez formikasit jeli uygulandı. İlki 6 Ekim tarihinde uygulanmıştı. Bunlar 18 gün içerisinde yapılan iki uygulamanın sonuçları.




6 Ekim 2014 Pazartesi

Arılarım 135.Gün - Gecikmiş Bakım


Son bakımda dip tahtasını temizlemeye vaktim olmamıştı.


Dip tahtası daha yakından. Burada varroalar daha net görülüyor.


Dip tahtası farklı bir görünüm. Burada ilave mum kırıntıları daha net görülüyor.


Dip tahtası farklı bir görünüm. Burada plastik cam kırıntıları daha net görülüyor.


Dip tahtası yıkandıktan sonra. Dip tahtasındaki kalıntıları bir yere yıkadım. Ancak arıdan da çok uzak değildi. Varroalar ayaklanıp kovanı basmasın tekrar! Dip tahtasının dibini el demiriyle kazıyarak çıkardım zira dipte bol miktarda propolis damlası vardı. Aslında düşünüyorum da propolis damlalarını bıraksaydım daha iyi olurdu. Zira antibakteriyel özelliği ile dip tahtasında bir koruma vazifesi de görürlerdi. Belki de o kadar kalıntının çok fazla mantarlaşmasını da engellemişlerdir. Bir dahaki sefere propolisleri kazımayacağım.


Arıda son kontrolüm esnasında gördüğüm kötü durumdan eser kalmamış sanki. Sihirli değnek değmişçesine ciddi bir hareketlilik var. Gelen arıların yarısı polenli. Polenler sarı renkli. Etrafta bol miktarda pembe renkli pürenler var ama sarı rengi nereden taşıyor olabilirler?


Uçuş deliğini çok mu kapatmışım acaba. Bir kısmını onlar içeriden kapatmıştı zaten. Yalnızca bir kaç arının geçebileceği bir delik bırakmışlardı. Ben de kapattıkları kısmı dışarıdan tamamen kapattım. Diğer kısmı da yarıya kadar kapattım.


Kovanın üsten görünümü. Son verdiğim iki litrelik şerbet bitmiş. Ertesi güne çıkmamıştır zaten.


10. sıradaki şerbetliği ve 9. sıradaki çerçeveyi çıkardıktan sonra.


8. sıradaki çerçeveyi çıkardıktan sonra. 8. sıradaki çerçevenin bir yüzünde önemli miktarda arı vardı. İçeri silkeledikten sonra son bakımda aldığım bir miktar ballı olan yeni çerçeve ile ballıktan aldığım eski çerçeveyi (büyük bal kemerleri olan) yerleştirdim. Yani 9. ve 8. sıradaki çerçeveleri çıkardım. Zira bunlar sadece kabartılmış petekliydi, bal kemeleri yoktu. 7. sıradaki çerçeve son bakımda ballıktan alıp verdiğim büyük bal kemerli eski çerçeve.


7. çerçevenin iki yüzü.


7. sıradaki çerçeveyi de kaldırıp uçuş deliğine yaptıkları tüneli görüntülemeye çalıştım. Görünen küçük bir parçası. Görülen kısım sadece bir dolgu değil içerisinde uçuş deliğine açılan ve içerisinden birkaç arının geçebileceği bir tünelin bir barçası. Ve tünel inşa malzemesi bal mumu değil propolis. Acaba neden?


6. çerçevenin bir yüzü. Diğer yüzü de buna benzer. Sırlanmış ballı alanın dışında kalan kısımda son baktığımda kapalı gözlü yavru doluydu. Yavrular çıkmış.


5.çerçevenin bir yüzü. Tüneli oluşturan propolis parçası sağ altta.


5. çerçevenin diğer yüzü. Tüneli oluşturan propolis parçası sol altta.


1., 2., 3., ve 4. çerçevelere hiç dokunmadım.


İki çerçeve arasında oluşturulan yapı.


Varroa zararlısına maruz kalmış bir arı.


Bal hasadı için peteklerini kestiğim üç çerçevede bal kalıntıları kalmıştı. Çerçeveler yapış yapıştı. Zamanım kısıtlı olduğundan dolayı bu çerçeveleri bal kalıntılarını temizlemeleri için arılara geri verememiştim. Bunları ayrıca bir poşete koymuştum. Bu bakımda çerçeveleri arılara verdim. Yarım saat sonra çerçeveleri aldığımda en ufak bir bal kalıntısı kalmamıştı. Bal kalıntısından temizlenmiş çerçeveleri artık daha güvenli muhafaza edebilirdim.


Ormanda kocayemişler (dağ çileği) olmaya başlamış.


Ne güzel görünüyorlar.


Kocayemişleri görünce kardeşim gayet neşeli.


Ahlatlar da olmaya başlamış. Yenmesine rağmen henüz tam olarak tatlanmamışlar.


Kocayemiş, ahlat, yabani elma ve muşmula.


Pürenler...


Kış arılarının oluşumunu teşvik etmek amacıyla kek verdim. Ancak onlar çalışmalara çoktan başlamışlardı bile.


Gecikmiş varroa mücadelesine de formik asit jeli ile başladık. Her arılı çerçeve üzerine nohut tanesi büyüklüğünde...


Kovanı kapatmadan önceki son durum.


Formik asit jeli kullanımı formik asit kullanımı kadar tehlikeli olmamasına rağmen eldiven kullanmakta fayda var.

Aslında jel yerine formik asit kullanacaktım. Ancak malzemeleri toparlayamadım. Asiti koymak için şişe ve şişeyi sabitleyecek bir aparat bulamadım kısıtlı zamanda. Şişenin ağzına damlalık da bulamadım. Arıcılık malzemeleri satan yerlerde bulunan küçük kap da hoşuma gitmedi. Ben de jelde karar kıldım. Jelin referansları da beni ikna etti.

Jeli Ankara'da nerede bulabileceğimi de bilmiyordum. Biohayat firmasını aradım. Ve Ankara'da üç yerde satıldığını öğrendim. Biri Ulus'daki Balpazarı Arıcılık Evi, bir diğeri ise Kazan'da. Bu ikisi aynı zamanda arıcılık malzemeleri satan yerler. Bir diğeri ise Çankaya'da bir eczane idi sanırım.

Formik asiti eczanelerden bulmak güç. Bu tarz şeyler genelde medikal eczanelerde bulunuyormuş. Onlar da genellikle hastane yakınlarında oluyor.

Ankara'da arıcılık malzemeleri satan iki yerden birinin Kazan ilçesinde olması ilgimi çekti. TKV de Kazan'da. Türkiye'deki arı sütü üretiminin önemli bir kısmı da Kazan'da yapılıyormuş. Henüz gitmek kısmet olmadı.

Kullandığım jel Biohayat firmasının Forbeevar Jel adlı ürünü. Prospektüsünde yazanlar;

Bal arılarında Varoosis için Ektoparaziter (Akarisit)

Bileşimi: Forbeevar Jel; her 100 gramında 65 g formik asit içeren akışkan renksiz harici uygulamaya hazır kontrollü salınımlı jeldir.

Farmakolojik özellikleri: Forbeevar Jel’in içerdiği formik asit buharı, varroa parazitinin ve trachea bitinin solunum sistemindeki trachea kanallarında yakıcı ve öldürücü bir etki yapmaktadır. Bu etki sıcaklık arttıkça artmaktadır. Eğer kovan içi sıcaklığı 12 °C’nin altına düşerse buharlaşma minimum düzeyde kalmakta ve ilacın etkisi azalmaktadır.

Kullanım sahası ve endikasyonları: Forbeevar Jel bal arılarının yavru ve erginlerinde vücut sıvısını emerek ölümüne sebep olan Arı akarları Varroa jacobsoni ve Acarapis woodi dış parazitlerine karşı tedavi ve korunma amacıyla kullanılır.

Kullanım şekli ve dozu: Forbeevar Jel Veteriner Hekim tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği taktirde; ilaçlamalar hava sıcaklığı 14-27 °C arasında iken erken ilkbahar ve geç sonbaharda akşama doğru yapılmalıdır. Hastalığın seyrine göre ilaç uygulaması birer hafta ara ile 2-3 defa yapılabilir. 3-5 çerçeveli kovana bölme tahtası ile bölündükten sonra 5-10 g Forbeevar Jel plastik bir kaba konularak çerçeveler üzerine bırakılır ve kovan kapağı kapatılır. Eğer kovanda 9-10 çerçeveli güçlü bir koloni varsa ve enfestasyonda yoğunsa 10-20 g Forbevar Jel plastik bir kaba konduktan sonra kovan kapağı kapatılır. Kovan uçuş deliği kapatılmamalıdır. Kullanmadan önce şişeyi lütfen iyice çalkalayınız.

Özel klinik uyarılar: Forbeevar Jel kovanın giriş deliğinden içeri atılmamalıdır. Zira formik asit buharı havadan ağır olduğu için ilaçlamadan etkili sonuç alınamaz. Hava sıcaklığı 14°C’nin altına düştüğü ve 27°C’nin üstüne çıktığı zaman ilaç uygulanmamalıdır. Kovanın giriş deliği ilaçlama sırasında açık tutulmalıdır. Forbeevar Jel uygun bir plastik kaba konulduktan hemen sonra kovana yerleştirilmelidir. Sırlanmış bal, formik asidi absorbe ettiğinden yaz aylarında Forbeevar Jel kullanılması tavsiye edilmez.
Yavruluk üzerinde ballık varsa ve bal tutumu başlamamış ise üst kata da ilave olarak 5-10 g Forbeevar Jel konulmalıdır.

Kovanlardan herhangi birinde Varroa ve Trachea akarı görüldüğünde bütün kovanların (erken ilkbahar ve geç sonbaharda) ilaçlanması gerekir. Bulaşmayı önlemek için de hastalıklı kovandaki arı kolonileri, kovanlar, petekler ve buralardan elde edilen balların sağlam kovanlarla teması kesilmelidir. Tüm kovanlar ve malzemeler temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir.

Çok zayıf ve iyi beslenmeyen kolonilerde tedavi olumlu sonuç vermeyeceğinden gerekli önlemler alınmalı ve arıların doğal besinleri (bal, polen) ile beslenmesi sağlanmalıdır.

İstenmeyen ve yan etkiler: Bir kovana aynı zamanda 40 g’dan fazla Forbeevar Jel konulmamalıdır. Aksi halde arı ölümleri şekillenebilir.

Kontrendikasyonlar: 12 °C’nin altında soğuk havalarda arılar kış salkımı oluşturduğundan ilaçlama yapılması ana arının ölümüne neden olabilir.

Gıdalarda ilaç kalıntı uyarıları: İlaç Kalıntı Arınma Süresi (İ.K.A.S); Bal için “0” (sıfır) gündür.

Genel uyarılar: Kullanmadan önce ve beklenmeyen bir etki görüldüğünde veteriner hekime danışınız. Çocukların ulaşamayacağı yerde ve gıda maddelerinden uzakta bulundurunuz. Raf ömrü geçmiş ve ambalajı hasarlı ürünleri satın almayınız ve kullanmayınız.

Uygulayıcının alması gereken önlemler ve hekimler için uyarılar: İlaç kullanılırken sigara içilmemeli ve yemek vb. yenilmemelidir. İlaçla temastan kaçınınız ve kullandıktan sonra ellerinizi yıkayınız. Temas halinde ciltte kabarcıklar ve su toplama ile gözlerde yanma görülebilir. Deriye temas halinde bol su ile yıkanmalıdır. İlaçlı dumanı teneffüs etmeyiniz. Teneffüs edilmesi halinde öksürük, nefes darlığı, karın ağrısı, kusma ve yutkunamama şeklinde belirtiler görülebilir. İlaç buharını uzun süre teneffüs edenler temiz hava çıkartılmalıdır. Antidotu yoktur.

Kullanım sonu imha ve hedef olmayan türler için uyarılar: Raf ömrü dolmuş, açılmış veya saklama şartlarına uyulmadan uzun süre bekletilmiş olan ilaç iç ambalajı ile birlikte imha edilmelidir.

Muhafaza şartları ve raf ömrü: Işıktan koruyunuz. Kendi ambalajı içinde, 25 °C’yi aşmayan oda ısısında (15-25 °C) muhafaza ediniz. Raf ömrü imal tarihinden itibaren 2 yıldır.

Ticari takdim şekli: Karton kutularda 100 g’lık özel kahverengi PET plastik şişe ambalajlarda; 12 li karton kutularda 200 g ve 1000 g’lık özel kahverengi PET plastik şişe ambalajlarda piyasaya sunulmuştur.

Satış yeri ve şartları: Veteriner hekim reçetesiyle veteriner muayenehanelerinde, özel hayvan hastanelerinde ve eczanelerde satılır (VHR).

Prospektüsün onay tarihi: 14.05.2007