Translate

15 Haziran 2015 Pazartesi

Kestanelik


Yukarıdaki fotoğraf 12 Haziran Cuma günü çekildi. Bu ağaç bizim eve ve sahile yakın bir konumda. Bu ağacı arıları götüreceğim kestanelikteki ağaçların çiçeklenme durumunu anlamak için referans olarak kullanıyorum.


Yukarıdaki fotoğrafta 19 günde ne kadar çiçeklendiği görülüyor.

Arıları kestane için Paşamandıra Köyü'ne götürmeyi düşünüyordum. Ancak arkadaş ile koordinasyonu sağlayamayınca kardeşim ve babam arıları bu akşam saat 22:00'de Alibahadır Köyü'ne götürdüler. Zira kardeşimin orada bir tanıdığı vardı. Ancak arıyı koydukları yer kestaneliğe bir kaç km uzaklıkta imiş. Kardeşimin arabası biraz alçak olduğundan iki katlı kovanın kapağını çıkarmışlar ve örtü tahtası olarak kullandığımız çuvalı kovana raptiye ile tutturarak nakliyeyi gerçekleştirmişler.

Alibahadır'daki kestanelerin ne durumda olduğunu bilmiyorum. Ayrıca kestaneler arının verimli çalışabileceği mesafeden epey uzaklar. Arılar 5 km uçabilmesine rağmen bu mesafe bal verimi için hiç uygun değil. 200 metre mesafe ile 400 metre mesafe arasında bile verim açısından fark olduğu düşünüldüğünde; ben arıları kestaneliğin içine koymayı tercih ederdim. Ama böyle bir yer bulmak da güç; arıların kestanelik içerisinde çalınma riski yüksek. Kestaneliğe uzak ama komşunun bahçesine yakın daha güvendeler :)

13 Haziran 2015 Cumartesi

Zorunlu Bahar Balı Hasadı


Sabah 08:00'de başlayan bal hasadı üç saat kadar sürdü. Ballıktaki son iki çerçeve henüz hiç sırlanmamış. Hatta sırlanmamış çerçevelerden biri tam olarak kabartılmamış bile. Ancak arılar kabartma işlemini tamamlayamadan bal atmaya başlamışlar bile. Diğer çerçeveler ise önemli ölçüde sırlanmasına rağmen henüz hasat yapacak düzeyde değil. Kiminin 1/2'i sırlanmış, kiminin 3/5'ü sırlanmış. Hasat yapılacak çerçevenin en az 3/4'ü sırlanmış olmalı. Çünkü sırlanmamış alanlardaki bal henüz olgunlaşmamıştır. Yani baldaki su oranı henüz fazladır. Olgunlaşmamış bal hasat edildiğinde ilerleyen zamanda ekşime durumu oluşabilmekte. Ayrıca olgunlaşmamış bal hasat edildiğinde balın kıvamı olması gerekenden daha farklıdır, daha suludur.


10 Haziran 2015, Çarşamba günü saat 19:00 civarı babama arının ballığını kontrol etmesini rica ettim. Zira hafta sonu arıyı kestaneye götürmeyi düşünüyordum. Havalar ara ara yağışlı gitti. Arının bal stoğu hakkında da hiç bir fikrim yoktu. Arının aç olmadığından emin olmak istemiştim. Babam arının balı olduğundan emindi. Sanırım önceki hafta bir kontrol yapmış, beni bilgilendirseydi memnun olurdum. Neyse arının ballığını kontrol etti ve iki çerçeve hariç diğerlerinin sırlanmış bal olduğunu söyledi. Bu benim için gerçekten büyük süpriz oldu, böyle bir durumla karşılaşabileceğimi hesap etmemiştim. İkinci bir ballığım yok, ayrıca kabartılmış boş çerçevem de yok. Neyse bunlara çözüm bulunur ya ballığı kontrol etmeden kestaneliğe götürseydik :) Gerçi taşıma esnasında anlaşılırdı, kovanın ağırlığından...

Şu durumda arıyı kestaneliğe nasıl götürebilirim? İkinci bir ballıkla beraber kabartılmış çerçevelere ihtiyacım var. Veya bir bal süzme makinesine ihtiyacım var. Hemen pazar araştırmasına başladım. Ballık için mecburen kovanı aldığım Şakir Bey ile bağlantıya geçtim. (Kovan konusunda ülkemizde "tam bir standart" olmadığı için aldığım ballığın kovana uyacağından emin olmalıydım.) Ballık 45 TL. Bu arada Şakir Bey geçen hafta içi arılarını kestaneye götürmüş bile. İstanbul petekten (bize çok yakın) kabartılmış çerçeve fiyatlarına baktım, 27 TL. Toplamda 315 TL'lik bir maliyet. Gerçi 9 TL'lik kabartılmış plastik çerçeveler de varmış ama onları kullanmak istemedim. Kullanmadan önce erimiş mum sürmek gerekiyormuş. Hem buna arının bal atacağından da emin değilim. Ayrıca doğal mum olmasını da tercih ederim.


Aldığım malzemeler yukarıdaki resimde görüldüğü gibi. Sır alma tarağı, paslanmaz, 8 TL. (İki adet aldım.); Sır alma bıçağı, paslanmaz 2 mm çelik, keskin kısımları dalgalı özel kesim, 17,5 TL; Süzgeçli huni, paslanmaz, 20 TL; Bal süzme makinesi, 430 kalite, 4 çerçeve kapasiteli, paslanmaz, plastik elek, manuel, 360 TL.

Aldığım bal süzme makinesi uzun zamandır piyasada olan bir makine sanırım. Daha önce test edilmiş ve paylaşılmış.

Daha iyi bir makine almak istiyordum (en azından 304 kalite) ancak stokta kalmamış. Bizimkiler de balı süzdükten sonraki görüşlerine göre makineden memnunlar. 430 kalitede krom oranı fazla iken 304 kalitede de ise nikel oranı daha fazla. Nikel fiyatları da yüksek olduğundan 304 kalite daha pahalı. 430 kalite daha parlak, 304 kalite ise daha mat bir görünüme sahip. Ayrıca 430 kalite mıknatıslanma özelliği gösterirken 304 kalite mıknatıslanma özelliği göstermiyormuş. 304 kalite "Östenitik Paslanmaz Çelikler" grubuna 430 kalite ise "Ferritik Paslanmaz Çelikler" grubuna giriyormuş.


Sır alma işlemini olabildiğince hassas yapmalıyız. Zira arının petekleri onarmak için yeterli vakti olmayabilir. Sır alma tarağı petek gözlerini daha fazla bozduğundan dolayı sır alma bıçağı ile çalışıldı. Ancak bıçağın alamadığı kısımlarda sır alma tarağı kullanıldı. Azami özen gösterilmesine rağmen arılara yine de büyük iş düşüyor.


Anlaşılan yukarıdaki alanda sır alma tarağı daha fazla kullanılmış. 20 çerçevelik güçlü bir arımız var. Bakalım zamanında onarabilecekler mi?


Sır rulosunu almamıştım. Açıklamasında şöyle yazıyor: "Petek gözlerini zedelemeden ve bozmadan çok pratik bir şekilde açar ve çerçeveleri süzmeye hazır hale getirir." Sonucu gördükten sonra bunu almadığıma ve denemediğime pişman oldum. Fiyatı 15 TL.

Çerçeve taşıma kabını ise almayı unutmuştum. Fiyatı 25 TL.

8 çerçevenin hasadı yapıldı. Çerçeveler dörderli iki grup halinde alındı. İlk grubun sır alma ve süzme işlemi tamamlandıktan sonra kovana verildi. Sonra ikinci dörtlü grup alındı. Çerçeveler kovandan alınırken üzerlerindeki arı kovana silkelenmedi, arıcı fırçası yardımı ile süpürüldü.

Süzülen bal tartılmadı ancak 16-17 kg civarında tahmin ediliyor. Balı tadanların kimisi akasya balına benzetti kimisi de gül reçeline. Ama tadanlar tadını ve kokusunu beğenmişler.

Hasat yapmaya karar verdiğimde valide hanım "Bu zamanda hasatın iyi olmayacağını, balın çok sulu olacağını ve pek de bir tadının olmayacağını" söylemişti. Böyle düşünmesinin sebebi tabii ki geçmişteki arıcılık tecrübeleri. Onlar bahar balı almaya alışkın değillerdi. Çünkü yaptıkları arıcılık şekli ile bu pek olanaklı değildi.

Hasada ben katılamadım. Ancak uzaktan yönlendirmeye çalıştım. Ufak tefek koordinasyon problemleri olabilir. Ancak gayet başarılı bir hasat oldu. Emeği geçenlere teşekkürler.