Translate

31 Mayıs 2014 Cumartesi

Arıcılık Kursu 5.Gün

Arı ırkları, arı ırklarını birbirinden ayıran özellikler ve mevsimsel çalışmalar (Koloninin arılığa alınması, ilk kontrol ve ikinci kontrol) konularını işledik.

Her arıcının "kontrol fişi"ne sahip olması gerekiyor. Bu fiş a4 sayfa ebatlarında bir sayfa. Bir yüzünde kontrol esnasında edindiğimiz bilgileri detaylı bir şekilde işleyebileceğimiz bilgiler yer alıyor. Fotokopisini haftaya birisi dağıtacak.



3. İtalyan arısı:
Anavatanı Sicilya adasıdır. Türkiye'de özellikle batı bölgelerimizde Muğla yöresinde yetiştirilir. Kafkas ırkından sonra en uzun dile sahip ırktır. İnce bir karna ve orta uzunlukta bir dile sahiptir. Dil uzunluğu 6,3 mm - 6,6 mm arasındadır. Kitin rengi karın altında ve ilk iki ve dördüncü halkalarda daha parlaktır. Ön halkalarda sarı renkli şeritler bulunur. Anavatanları olan İtalya'da sarı renk çok büyük varyasyonlar (çeşitlilik - yani sarı rengi bir çok tonu) gösterir. Bu arıların kılları sarımtırak renkte olup bu durum erkek arılarda daha belirgindir. Genelde uysal ve sokma eğilimleri az olan bir ırktır.

Çoğalma yetenekleri üstün olup ilkbaharda güçlü kolonilerle başlayıp sonbahara dek gelişimlerini sürdürürler. Oğul eğilimleri düşüktür. Kışa sağlam kadrolarla girdikleri için kışın bal tüketimi fazladır. Bu durum uzun süren kışlarda çeşitli zorluklara sebebiyet vermektedir. Kışa girerken iyi beslenmeleri gerek, kovanda bol miktarda bal bırakılmalı. Zira ilkbaharda aç kalıp ölebilirler. Nektar gelişinin fazla olmadığı yerlerde çok bal tüketmeleri ve obur olmaları nedeniyle açlık problemiyle karşı karşıya kalırlar.

Dil uzunlukları uygun olduğundan tüplü yonca çiçeklerinden yeterince faydalanırlar. Hızlı petek örme yeteneği İtalyan arısını en iyi petek balı üreten arı yapar. Petek gözlerinin beyaz sırla kapladıkları için petekler çekicilik kazanır. Az propolis kullanırlar. Diğer ırklara nazaran şaşırma ve yağmalama eğilimleri fazladır. İtalyan arıları kışları kısa süren, ılıman ve nektar akışının iyi olduğu ve yazların kurak geçtiği özellikle Akdeniz sahil bölgelerinde çok iyi sonuç verirler. Fakat kışların uzun ve sert geçtiği, ilkbaharın geç geldiği ve nektar akımının kısa sürdüğü bölgelerde başarısız olurlar. Örneğin bu arı ile Erzurum'da arıcılık yapılamaz. Ana yenileme daha toleranslıdır. Anayı kolaylıkla kabul ederler. Hastalıklara karşı özellikle akariyoz, mum güvesi ve Amerikan Yavru Çürüklüğüne karşı dayanıklıdırlar.

4. Esmer arı:
Seralarda döllenme için kullanılan, dili kısa ve bal verimi düşük arı ırkıdır. Bombus benzeridir. Esmer arının anavatanı Orta Avrupa Alpleri'nin batısı ile orta ve kuzey Rusya'dır. Ekonomik değeri az olduğundan son yıllarda arılık sayısı da azaldı. İspanya, Polonya ve Rusya'da bazı bölgelerde hala yetiştirilir.

Kısa dillidir. Dil uzunluğu 5,7 mm - 6,4 mm arasındadır. İri vücutlu arılardır. Vücutları uzun ve seyrek kıllarla kaplıdır. Erkek arıların göğüs kılları koyu kahverengi ve bazen de siyahtır. Vücut renkleri genelde siyah renkli olup 2. ve 3. abdominal segmentlerinde siyah noktalar bulunur. Karınları daha geniştir. Hırçındırlar ve kovan açıldığında çerçevelerin üzerinde hızlı hareket ederler, heran çerçeveyi terkedecekmişçesine. Oğul eğilimleri fazladır. Ağır kışlarda bile üstün bir kışlatma yeteneği vardır. İlkbaharda yavaş gelişirler. Yaz ve kış orta güçtedirler. Çok çalışkandırlar fakat dilleri kısa olduğundan dolayı derin tüplü çiçeklerden yeterince faydalanamazlar. Yavru hastalıklarına, mum güvesine ve akariyoza karşı aşırı duyarlıdırlar.

5. Afrika arıları:
Tellian arısı, Mısır arısı, Kape arısı, Afrika arısı

Fas'tan Mırsır'a dek Akdeniz bölgesinde; Türkiye'de ise Adana ve özellikle de Suriye'sınır hattında bulunur. Bal verimi iyidir fakat istenmeyen özellikleri de çoktur. Açık renkli bir arıdır. Nil vadisi yayılma alanıdır.

Kape arısı: Batı Afrika'da bulunur. İşçi arılar da tıpkı ana arı gibi döllü yumurtlama yeteneğine sahiptir ve bu en iyi özelliğidir.

Afrika arısı: Büyük Sahra - Kahire arasında bulunurlar.

Geçiş bölgelerindeki yöresel ekotipler
Kıbrıs arısı: İtalyan arısına benzer.
Suriye arısı: İtalyan ve Kıbrıs arısı karışımıdır ve çok çalışkandırlar.
Makedonya arısı: Yugoslavya ve Yunanistan civarlarında bulunur.

Anadolu Arı Irkı
Bütün ülkelerde o ülke şartlarına uyum sağlamış yöresel ekotipler mevcuttur. Türkiye coğrafi konum açısından kafkas, suriye, kıbrıs, italyan ve karniyol arılarının çerçevelediği ve bu ırkların doğal yaşam alanı olan bölgede bulunmaktadır. Bu yüzden ülkemizde çeşitli bölgelerdeki arı popülasyonları bunların etkisi altında oluşmaktadır. Doğu Anadolu'da Kafkas, Ege Bölgesi'nde İtalyan, Karadeniz Bölgesi'nde Karniyol, güney bölgelerimizde ise Suriye ve Kıbrıs arıları saf melez olarak yetiştirilmektedir.

Anadolu birçok ırkın birbirine karışmış ekotiplerini bulunduran bir yarımada durumundadır. Bir ırkın baskın olarak bulunduğu bir bölgede başka ırklara rastlamak da mümkündür. Günümüzde Anadolu'da bulunan arıların bazı farklı özelliklere sahip olduğu bilinmektedir. İngiliz araştırmacı Brother Adam Anadolu arı ırkını Apis Mellifera Anatoliaca ismiyle tanımlamıştır. Buna göre; Dili uzundur. Esmer renklidir. Uysal, sakin ve iyi huyludur. Kışlama kabiliyeti iyidir. Çalışkandır. Yağmacılık azdır. Polen toplama yeteneği, tutumluluğu, kışlama yeteneği diğer arılarla karşılaştırılmayacak kadar üstündür. Kuluçka sezonu dışında yavru yetiştirme aktiviteleri çok düşüktür. Uygun şartlar sağlandığında yoğun bir yavru faaliyetine geçer. Bu özelliği ile İtalyan arısı gibidir.

İlkbaharın olumsuz şartlarında (nektar akımı az olduğunda) bal stoklarını kafkas arısı gibi idareli kullanır. Bu özellik hiçbir arıda yoktur.

Anadolu arılarının yavrulama yeteneği üstündür. Ana arılar diğer ırklara göre damızlık değerini daha uzun süre korur. Yön belirleme ve ortama uyum sağlama özellikleri üstündür.

Döllenme uçuşuna çıkıp da dönmeyen arı çoktur. Bu ırkta döllenme uçuşunda ana kaybı %5'dir. Diğer ırklarda ise %10'dur.

Irkları tanımada kullandığımız özellikler
Morfolojik özellikler, Fizyolojik özellikler ve Davranışsal özellikler

Morfolojik özellikler: Vücut büyüklüğü, Renk, Kıl örtüsü, Kanat damarları ve Dil uzunluğu

Fizyolojik özellikler: Bal verimi, Yumurtlama hızı, Petek kabartma, Uçuş etkinliği ve Yaşam gücü

Örneğin yumurtlama hızına göre ırklardaki farklılıklar;
Kafkas: 1100-1500 / Karniyol: 1400-2000 / İtalyan: 1500-3000

Örneğin petek kabartma durumlarına göre ırklardaki farklılıklar;
Kafkas: İçbükey / Karniyol: Düz / İtalyan: Dışa doğru (dışbükey)
(Bal-petek gözü arası hava boşluğu oluşup aluşmaması durumu)

Birim zamanda uçuşa çıkan arı sayısı nektarlanmayla doğru orantılıdır.

Davranışsal özellikler: Hırçınlık, Yağmacılık, Oğul eğilimi ve Oğul eğilimi

Şaşırma eğilimi ile yağmacılık eğilimi arasında doğru bir orantı vardır.
En çok oğul veren karniyoldur en az oğul veren ise kafkasdır.

Mevsimsel Çalışmalar
Arıcılıkta yıl boyunca yapılacak çalışmalar
Ve bahar boyunca yapılacak çalışmalar

Kolonilerin arılığa alınması
Kış aylarının sona ermesi ve havaların ısınmasıyla birlikte yeni bir sezona başlanmış demektir. Eğer kışlatma kapalı bir ortamda yapılmış ise koloniler arılık olarak belirlenen yere alınır. Bunun için arılık olarak belirlenen yer temizlenmiş ve kuru bir zemine sahip olmalı. Kolonilerin yeni yerine taşınması esnasında sarılmamalıdırlar zira kış salkımında olabilirler. Dış ortam sıcaklığı 7 derecenin altındayken salkım oluşur. Taşıma işlemi sabah veya akşam arı uçuşunun olmadığı saatlerde yapılabilir.

İlk kontrol
Dip tahtası temizliği
Arılar arılığa alındıktan sonra uçuş yapabilecekleri rüzgarsız ve güneşli bir günde (15 derece üzeri) -yavruları üşütmemek ve yavru hastalıklarına sebep olmamak için- ilk işlem yapılır. Bu işlem kış ayı boyunca dip tahtası üzerinde birikmiş petek kırıntılarını, arı ölülerini ve varsa küflerin temizlenmesini sağlar.

Temizlik esnasında kovan kapağı kaldırılmaz. Çalışma sabah erken saatte iki kişi tarafından yapılır. Temiz bir dip tahtası hazırda olmalıdır. Kovanın yanında bir adet kovan kapağı ters çevriler konur. Arı ürünleri toprakla kesinlikle temas ettirilmemelidir. Zira toprakta mantar sporları bulunabileceğinden dolayı bu sporların bulaşması ve kovanda aktif hale gelmelerine neden olabilir. Kovan gövdesi dip tahtasından ayrılarak kapak üzerine konur. Ve dip tahtası temiz olanıyla değiştirilir. Dip tahtası değiştirme işlemi tamamlandıktan sonra uçuş delikleri daraltılır. Zira kovanda meydana gelen ısı azalmasını dengelemek gerek.

Dip tahtası değişim işleminde kuluçkalık yerinden kaldırıldığında kovan kapağını henüz açmamışken bile üo koloni hakkında bazı bilgileri edinmiş oluruz. Kovanın ağırlığından bal miktarı ve kolonideki arı miktarı hakkında fikir sahibi olunur ve bu bilgiler kontrol fişine kaydedilir.

Büyük kontrol
Havanın sıcak ve rüzgarsız olduğun bir gün sabah erkenden yapılır. Bu kontrol ile günlük yumurta durumu; kapalı ve açık gözlü yavru durumu; besin durumu; ana arı durumu görülür ve kontrol fişine işlenir. Bundan sonra artık arılar beslenmeye başlanır. 18 derece üzerinde işçi arılar anayı daha çok besler. Bu şekilde erken ilkbaharda nektar yokken ve polen gelişi varken kuluçka faaliyetlerine başlanabilir.

Bu kontrol esnasında her çerçeve tek tek kontrol edilir.

Birinci çerçeve; ballı-polenli besleme çerçevesidir ve en dışta bulunur.
İkinci çerçeve; kapalı gözlü yavrulu çerçevedir. Bal-polen kemeri üstte hilal şeklindedir.
Üçüncü çerçeve; günlük yumurtalı ve açık gözlü yavrulu çerçevedir.
Dördüncü çerçeve; kapalı gözlü yavruludur.
Beşinci çerçeve; Ballı-polenlidir veya kabartılmış boş petektir.
En sonda bölme tahtalı bir şurupluk bulunur.

Yeni bir koloni veya yeni bir bölme veya kışa girerken de düzen bu şekilde ilkbahardaki gibidir.

Koloni genişletirken ise şurupluk yine en sondadır ve ondan önce de ballı-polenli bir çerçeve vardır. Temel petek verirken bu ballı-polenli çerçeveden önce yani araya verilir. Temel petek en dışa konmaz. Burada amaç kabartılacak petek için besinin bireylere yakın olmasıdır. Bu durum çok önemlidir. Dalak işlendikçe temel petekte böyle bir düzende verilir. Koloni ya sağa doğru ya da sola doğru genişler. Bir öyle bir böyle değil. Yeni temel petek önceki kabartılmış temel peteğin sağına veya soluna konabilir. Sonuç itibariyle genişleme ya sağ tarafa doğru olacaktır ya da sol tarafa doğru.

Temel peteğin araya konma nedenlerinden biri de arıların üşütmemesidir zira iç taraf daha sıcaktır. Üşüten arılar nosemaya yakalanabilir. Petek kabartma esnasında sıcaklık 33 derece olmalıdır.

Normal koşullarda temel petek üç günde gelişir ve bir günde işlenir!!!(?)

İlkbaharda yaptığımız genişletme düzeni ve çalışması sonbaharda yerini daraltma çalışmalarına bırakacaktır.

Kovanda stres çok önemlidir.Şurup saat dörtten sonra verilir. Zira bu saatte tarlacı arılar dönmeye başlar. İlkbaharda verilen şerbet 2 şeker + 1 su şeklindedir. Kural olarak arılara verilen şerbet miktarında 750 ml sınırı vardır.

Bu büyük kontrol esnasında; anası olmayan koloniler, ilk yumurtanın görüldüğü zaman, ilkbahar uçuşuna ne zaman çıkıldığı, polenin ilk toplandığı zaman ... gibi kapsamlı bilgiler kontrol fişindeki ilgili alanlara kaydedilir.

Kontrol esnasında arı varlığı; kuluçka alanı gelişimi; ana arının durumu; yiyecek ihtiyacının olup olmadığı; hastalık ve zararlılar; genel temizlik dikkatle incelenir. Küflü çerçeveler kovandan alınıp ballı-polenli çerçeve veya kabartılmış petek verilir. Eski kararmış çerçevelere ana arı az yumurta atar yenisine ise daha çok. Ana arı koloninin merkezinde aranır zira orası daha sıcaktır. Bu sebeple dış çerçevelere yumurta atmaz.

Küflü çerçeveler imha edilmeli, küfsüz çerçeveler ise eritilip tekrar kullanıma sokulabilir. İlk kontrol yapıldıktan sonra -ana yumurtlamadan önce- varsa hastalıklar için ilaçlama yapılır. Nektarın az depolandığı, üretimin başlamadığı, ananın ilk yumurta atmaya başladığı bir dönemdir bu dönem.

Ananın yumurtlamasıyla doğru orantılı olarak varroa miktarı da artar.

Hava hala serin (25-30 derecenin altındadır hala) olduğundan dolayı bu kontrol işlemi oldukça hızlı bir şekilde yapılmalı. Genel temizlik için dikkatle incelenir. Örtü tahtası üzerinde eğer varsa mum kalıntıları temizlenir. Kovanın bir tarafından başlanılarak petek kontrolü yapılır. Küflenmiş veya petek gözleri bozulmuş (ana arı bu tarz peteklere yumurtlamaz) çerçeveler kovandan çıkarılır. Petekler üzerindeki bal ve polen stoku incelenir. Kuluçka durumu incelenerek ana arının olup olmadığı tespit edilir. Dışarı doğru açık yavrular, polenli-ballı petekler birbirini izler.

Anasız koloniler anası olan başka kolonilerle birleştirilir. Arılı çerçevesi üç veya daha az olan güçsüz koloniler başka bir güçlü koloniyle birleştirilmelidir. Arı varlığı 4-6 çerçeve arası olan normal güçteki koloniler ise kuluçka alanı bölme tahtasıyla daraltılmalıdır. Hastalıklı kolonilerde hastalıkla mücadele edilmeli. Gürültüsüz bir şekilde çalışılmaya dikkat edilmeli. Kovan birkaç dakikadan fazla açık tutulmamalı. Eski küflü petekler kovandan alınıp yakılarak ya da gömülerek imha edilmelidir.

İlkbahar beslemesi

İlk besleme: 2 şeker + 1 su
Polen geliri var ama nektar geliri yeterli değil. Sen verdiğim şerbetle yumurtlamaya başla -teşvik.

Daha ileri tarihli besleme: 1 şeker + 1 su
Balmumuna başla. Benim verdiğim şerbeti ye, dışarıdan geleni ise depola.

Daha ileri tarihli besleme: 1 şeker + 2 su
Balmumu, kendi besinini ve yavrunun besinini üret.

Hasattan 6 hafta önce besleme yapılmaz.

Şerbetin özellikle ilkbaharın ilk yarısında şerbetliğe değil de buzdolabına koyup çerçevelerin üzerine altından 3-4 delik açılarak konması önerilir. Burası daha sıcak ve daha ulaşılabilirdir.

Genel beslenme ilkeleri

1. Herhangi bir zorunluluk varsa ek besleme yapılmalı. Arıların doğal besini nektar ve polendir. Esas olan arıların doğal besin ortamından, floradan faydalanarak beslenmeleridir.

2. Hazırlanan besinler akşam üzeri verilir. Uçuş delikleri daraltılır. Arılıkta kovan dışında, açıkta besleme yapılmaz. Kovan dışındaki balmumu atıkları yağmaya teşviktir. Bu durumdan kaçınılmalı.

3. Az az ama sık aralıklarla besleme yapılmalı.

4. Verilen besin kovan içinde arıların rahatça ulaşabileceği bir yerde olmalı.

5. Özellikle erken ilkbaharda yapılan beslemelerde kovan kapağı uzun süre açık bırakılmamalı.

6. Yoğun bir besleme programı uygulayıp zayıf kolonileri birleştirip güçlü koloni oluşturulmalı.

7. Bir kovanın tüketemediği şurup artıkları diğer kovanlara verilmemeli. Şurup 2-3 günde bozulur ve ekşir. Bu da dizanteriye neden olabilir.

8. Açıkta ve toplu besleme yapılmamalı. Herbir kovan için yapılmalı.

9. İlkbahar beslemesine nektar akımından 6-8 hafta önce başlanmalı ve akıma 2-3 hafta kala bırakılmalı.

Arı beslemede kullandığımız besinler

a. Balla besleme
b. Kuru şekerle (çay şekeri) besleme
c. Kekle besleme
d. Şurupla besleme

Not: 6. Gün dersleri ertelendi. Haftaya saat 10:30 da...





26 Mayıs 2014 Pazartesi

Çerçeveler

Çerçevelerimiz standartlara uygun değil. Ve üretimlerinde yeterli özen gösterilmiyor. Türkiye'de arıcılığın gelişmesi için öncelikle en temel bileşen olan çerçevelere yeterli özen gösterilmeli ve standartlara uyulmalı.

Arı ürünleri satan marka olmuş bir yerden çerçeve aldım. Kovan üretimi yapan ve bu hususta oldukça deneyimli olduğunu bildiğim bir marangozdan çerçeve aldım. Bir kaç arılığa gidip kovanlardaki çerçeveleri görme imkanım da oldu. Ancak hiçbirinde standartlara uygun düzgün bir çerçeve göremedim. Bu durum beni oldukça şaşırttı. Ticari olarak pek de getirisi olmayan ancak arıcılık için hayati bir değere sahip olan çerçevelere gerekli özen gösterilmeli.



Yukarıdaki resimde çerçevenin koltuk kısmı görünmektedir. Çerçevenin en önemli kısmıdır diyebilirim. Zira kovanda yan yana duran iki çerçeve arasındaki mesafeyi bu belirler. Ayrıca çerçeve ile kovan yan tahtası arasındaki mesafeyi de yine bu parça belirler. Bu parçanın üst tarafta (geniş olan tarafında) genişliği 37 mm olmalı. Ancak ölçtüğüm hiçbir çerçeve 37 mm değildi. Genelde 34 mm, 35 mm, 36 mm ölçtüm. Resimde kırmızı ile işaretlediğim kısımların her biri 6 mm olmalı. Ancak resimde de göründüğü gibi biri birkaç mm diğeri ise 10 mm civarında. Bu ölçülere uyulmadığında çıtalar arası mesafe dengesiz olur, arılar rahat dolaşamaz, kovanda bakım yaparken arı ölümlerine sebebiyet verir. Ölçülere uyulduğunda olması gereken iki çıta arası 12 mm'dir. Kovan duvarlarına dayalı çıtalarda; çıta - kovan duvarı mesafesi de 7,5 mm olmalı.


Koltuklar da ölçülerine uymadığında aşağıdaki resimden de görüldüğü gibi kovanda 10 çıta olmasına rağmen kocaman bir boşluk kalıyor.


Yine kulaklar, koltuk ve üst çıta ölçülerine uyulmadığında yan yana iki çıta koltuğu birbirine değmeyebilmekte ve yine bu da çıtaların birbirine çok yaklaşmasına ve arı ezilmeleri neticesinde de arı ölümlerine yol açmaktadır.

İlk resimde işaretlediğim beyaz alan çerçeve üretmedeki özensizliği göstermektedir. Ve bu yukarıda bahsettiğim sorunların yanında pek de önemsenmeyebilir.

Aldığım çıtaların tümünün koltuklarını söküp kulakları ölçülü olacak şekilde yeniden çakacağım. Aksi halde bu çıtalarla yapacağım arıcılık bana göre arıcılık olamaz.

Bundan sonrası için de bu parçaları çakılmamış (yani montaj edilmemiş) şekilde alıp kendim montaj yapmak zorundayım. Sanırım arıcının aynı zamanda marangoz da olması gerek. Tabi ki bu bir vakit kaybı.


Yukarıdaki tabloda iki farklı yerden aldığım ve rastgele seçtiğim beşer çerçevenin ölçüleri yer alıyor. Ölçüler mm cinsindendir.

Kuluçkalığımın yan duvarlarının ölçüleri: 25 x 480 x 262 (mm)
Kuluçkalığımın ön ve arka duvar ölçüleri: 25 (11+14) x 433 x 261 (mm)

Çevre: 554 x 434 x 552 x 434 :)




25 Mayıs 2014 Pazar

Arıcılık Kursu 4.Gün

Bugün Maltepe'de ormanlık bir alanda arılık ziyareti yaptık.



Arılık haritada x ile işaretlediğim alanda. Burada bolca arılık var. Bir de Yeşilyurt Vadi diye bir mesire alanı var.

Yol Tarifi: Ataşehir yönünden gitmek için; Kayışdağı Yeditepe üniversitesini geçtikten sonra Yedpa Bulvarı'ndan sağa dönün, Büyükbakkalköy dağ yolunu takip edin, Maltepe Cezaevini ve Arçelik Fabrikası'nı geçtikten 300 metre sonra sağa dönüş yolu görülür.

Pendik / Kartal tarafından gitmek için, Fenerbahçe tesislerini geçtikten sonra Maltepe Cezaevi 'ne 300 metre kala sola dönüş yolu görülür.

Tahmini Mesafeler: Kartal merkeze 7 km, Maltepe'ye 13 km, Bostancı'ya 16 km, Ümraniye'ye 7 km, Yedpa'ya 5 km, Kadıköy'e 18 km.






Yukarıdaki fotoğrafta görülen çiçeklerden oldukça vardı. Bir tanesinin çiçeğini kopardım, yapış yapıştı. Sanırım nektar! Çiçekler vızıl vızıl arı dolu.




Arılıkların yanında barakaları da var.

24 Mayıs 2014 Cumartesi

Arıcılık Kursu 3.Gün

Geçen hafta yarım bıraktığımız "İşçi Arı" konusunu bugün tamamladık. Ayrıca "Erkek Arı" konusunu da tamamladık. Ve "Arı Irkları" konusuna girdik.

Arı sütü bol ise erkek arı da arı sütü ile beslenir. Erkek arı veya işçi arılar yaşlı larva döneminde arı ekmeği ile beslenirler.

Üniversitelerin yaptığı araştırmalar sonucu ana arıların 10 yıl yaşayabildiği görülmüştür.

5-15 günlük dönemi
5. günden sonra arı sütü salgı bezleri gelişir. Bu salgı bezleri arının baş kısmında ve ağza yakın bir yerde bulunur. Böylece ana arı ve larvaları besleyecek arı sütünü salgılama yeteneği kazanırlar. Arı sütü üretimi yapabilmek için bu bilgiye ihtiyacımız var. Arı sütünü salgılaması 5. günden 15. güne kadar devam eder. Yani işçi arı hayatının 10 günlük döneminde arı sütü salgılama yeteneğine sahiptir.

Kovandaki bakıcı arı sayısının duruma bağlı olarak 1. haftadan sonra çevreyi tanıma uçuşlarına çıkar. Çevereyi tanıma uçuşu; su, polen, nektar gibi kaynakları keşfetmeyi/tanımayı ifade eder.

12-18 günlük dönemi
12. günden itibaren balmumu salgı bezleri gelişir. 13. günden 18. güne kadar mum salgılama ve petek örme işini yapar. Balmumu salgılayabilmesi için kovan içi sıcaklığının 33 derece ve üzeri olması gerekir. Örneğin kafkas ırkı gibi bazı ırklar 18-20 derecelerde de balmumu salgılamasına başlayabiliyorlar.

18-20 günlük dönemi
Bu dönemde kovan uçuş deliğinde ve uçuş tahtası üzerinde nöbet tutarak kovan bekçiliği yaparlar. Ayrıca bu dönem arı zehirinin en yoğun (en çok) olduğu dönemdir. Arı zehiri üretmek isteyenler için önemli bir bilgi.

20. gün ve sonrası
20. günden itibaren artık tarlacı arı olarak görev yapmaya hazırdırlar. Kovana su, polen ve nektar getirmek amacıyla seferlere çıkar. Ve yaşamı son bulana dek tarlacı arı olarak üretime devam eder.

İşçi arının kovan içi görevleri
Kovan içi hizmetler; balın nemini almak, kovanın havalandırması, kovanın temizliği, arı sütü üretimi, balmumu üretimi, kovanın ısısının düşürülmesidir. Kovan içi hizmet yapan arılar kovan ısısının düşürülmesi için tarlacı arıların taşıdığı suyu kullanırlar. Bu suyu dip tahtası ve balmumunun üzerine kanatlarıyla püskürtürler. Yüksek ısıdan balmumunun erimemesi ve larvaların ölmemesi için de bunu yaparlar.

Kovan dışı faaliyetler
Nektar toplama
Nektar; çeşitli bitkilerin özel yapıya sahip organları tarafından salgılanan şekerli bir sıvıdır. Arılar balı genellikle nektar veya balözü denilen bu tatlı sıvıdan yaptıkları için bu madde arıcılık yönünden çok önem taşımaktadır. Arıcılığın yapıldığı bir bölgede veya seyyar arıcılığın yapılacağı yerlerde de nektarın bolluğu, devamlılığı ve kalitesi arıcılar tarafından bilinmesi gereken bir husustur. Arıcılar çalışmalarını buna göre ayarlamalıdır.

Arıcının başarısı; teknik çalışmalarına, arı ırkının ve bölgenin bitki örtüsü zenginliğine bağlı olmakla beraber bitki örtüsü zenginliği noksan olursa diğerlerinin pek bir önemi kalmaz. bu sebeple birki örtüsü zenginliği çok önemlidir. Hangi bitkinin nektarlanma miktarı ne kadardır, bunu bilmeliyiz. Diğer bir tabirle arıcılık yapılan yerlerde devamlı ve çok çiçek açan bitkilerin olması üretimi artırır.

Nektar bezleri çiçeğin çeşitli kısımlarında bulunmaktadır. Hatta ağacın gövdesinde, bitkilerin sap ya da yapraklarında ve boğumlarında görülebilir.

Nektarın içerisinde genel olarak değişik miktarlarda sakkaroz (çay şekeri), fruktoz (meyve şekeri) ve glikoz (üzüm şekeri) bulunduğu halde bazı nektarlarda az miktarda da olsa maltoz (malt şekeri), meliboz ve rafinoz şekerleri de bulunmaktadır. Nektarlardaki şeker oranı bitkinin karakterine bağlı olduğu kadar çevre şartlarına da bağlıdır. Örneğin sıcak bölgelerde yetişen elma ile serin bölgelerde yetişen elmanın şekerlenme oranı birbirinden çok farklıdır. Nektar üretimi su ve güneşle doğru orantılıdır.

Bal genel olarak nektardan yapılır. Nektar şekerli bir maddedir.

Bazı bitkilerin nektar oranları;

Söğüt - 60
Yabani yonca - 52
Kiraz -50/60
Elma - 50
Adaçayı - 48
Pamuk - 41
Yonca - 35/60
Tütün - 26
Şeftali - 16/40
Akasya - 63
Okaliptus - 13
Erik - 10/60
Portakal - 10/30
Armut - 4/30
Korunga - 55
Ihlamur - 34
Ayçiçeği - 32
Şeftali - 16/40

Polen
Bitkiler az veya değişik miktarlarda polenlenme miktarına sahiptir. Polen; çiçeğin erkek organında meydana gelir. Polenlerin olgunlaştıkları zaman bir çiçekten diğerine taşınmaları rüzgar veya böcekler yardımıyla gerçekleşir. Ergin ve yavru arıların başlıca besin kaynağı olan polenin birleşimi zengindir. Taze polenin değeri daha yüksektir. Polenin bileşimini ham protein (%22), eter (%5), şeker (%28), nişasta (%3), kül (%3) (yabancı madde/ne olduğu bilinmeyen), su (%11), bilinmeyen maddeler (%28) oluşturur. Üretilen polen miktarı bitkiye bağlıdır. Yapılan araştırmalara göre 3,2 mg nitrojen 1000 tane arının yetiştirilmesine yetmektedir. Bu da 100 mg polenden temin edilir. Böylece yaklaşık olarak 900 gr polen 9000 arının yetişmesine kafi gelmektedir.

Kek verme - yeni biretlerin oluşturulmasını teşvik amaçlıdır.

Polenin arı beslenmesindeki önemi son zamanlarda iyice anlaşıldığından bunun arı yemlemesinde kullanılması yoluna gidilmiştir.Bu nedenle polenin bol olduğu ilkbahar mevsiminde özel kapanlarla polen toplanır. Polen kapanları arının geçebileceği fakat bu esnada polenin döküleceği delikli sert bir plastik kısımla polenin toplanacağı bir kutudan ibarettir. Polen kapanları kovanın uçuş deliği önüne konulmak suretiyle kullanılırlar.

Polen kapanları ilkbaharda polen akımının bol olduğu zamanlarda sabah saat 10 sıralarında kuvvetli kovan önüne bir saat kadar konulur ve kaldırılır. Polen kapanları aynı kovanda devam olarak kullanılmaz aksi halde o kovan zayıf düşmüş olur. Kapanla toplanan polen açıkta gölge bir yerde veya kurutma odalarında 40 derecede kurutularak saklanır. Veya üstü bezle kapatılarak 7 gün içinde derin dondurucuya aktarılır.

Bir arının bir uçuşta topladığı polen miktarı 12 mg ila 30 mg arasında değişir. Kendi vücut ağırlığının 1/3 ü kadar polen taşıyabilir. Bir günde ortalama 5 ila 8 maksimum ise 11 ila 20 polen seferi yapar. Arı polen sepetini 6 ila 10 dakikada doldurur.

Yer tespiti ve haberleşme
Arılar oldukça ilginç bir haberleşme sistemi kullanırlar. Kovan dışında herhangi bir yerde yararlanabilecek bir besin kaynağı bulan arılar arı dansı denilen özel bir takım hareketlerle kaynağın yerini diğer arılara bildirir. Bu yöntemi Alman Karl von Frisch tarafından tespit edilmiştir.

Arılar tarafından yapılan dansların hızının ve türünün özel bir anlamı vardır. Arı yaptığı dans türü ve sayısı ile kaynağın hangi yönde ve ne kadar uzaklıkta olduğunu, zenginlik derecesini anlayabilmekte. Ve yapılan dansları izleyerek gerekli mesajı alan diğer arılar bazen kilometrelerce uzaklıkta olan kaynağı bulabilmektedirler.

En önemli dansları dairesel ve kuruk sallamadır. Bulunan kaynaklar 100 metreden daha yakın olduğu zaman dairesel dans 100 metreden uzak olduğunda ise kuyruk sallama dansı kullanılır. Kuyruk sallama; oğul verme zamanında yeni yerin tespiti için de kullanılır. Oğul yeri tespitinde dairesel dans kullanılmaz. Oğulun yerleşme yeri 100 metreden daha uzak olması istenirse başka danslar da yapılır. Alarm dansı, mesaj dansı, temizlik dansı gibi danslar yapılır. Yapılan dansı izleyen arılar ne kadar fazla ise ve dikkatli izlemişlerse mesajı o kadar iyi anlarlar ve kaynağı o kadar kolay bulabilirler. Bulamayanlar bulup da kovana dönenleri takip ederek ulaşırlar aksi halde yeniden bir dans olmaz. Dairesel dans ve kuyruk sallama dansı az bir değişiklikle farklı uzaklıklar için kullanılabilmektedir.

Tanımlanmaya çalışılan kaynak 5 metrelik bir alan içindeyse sürüklenme dansı; 8-10 metre arasındaysa orak dansı; 10 ila 100 metre arasındaki kaynaklar için orak dansı ile kuyruk sallama dansı arasında geçiş dansları kullanılır. Geçiş danslarındaki açı daraldıkça kaynağın uzaklığı 100 metreye daha yakın demektir.

Dairesel dans; kovana uzaklığı çapı 100 metre olan daire içinde olan besin kaynağını tanımlamak içindir. Kuyruk sallama dansı kovana uzaklığı 100 metreden daha uzak olan kaynağı tanımlamak için kullanılır.

Erkek Arı
Erkek arılar döllenmemiş yumurtadan gelişir. Uzunluğu ana arıdan kısa olmasına rağmen vücut genişliği ana arıdan ve işçi arıdan daha geniştir. Çevre şartlarına ve koloninin gücüne bağlı olarak Nisan, Mayıs aylarından itibaren kolonide görülmeye başlanır. Sayının en yoğun olduğu dönem oğul dönemidir.

Başı hemen hemen tamamen kapatan birleşik gözlere sahiptir. Dillerinin çok kısa olması sebebiyle çiçeklerden nektar alamazlar fakat işçi arılardan ve petek gözlerinden gıda alabilirler. İşçi arılardan farklı olarak Nasanof bezi (koku bezi), mum salgı bezi, polen sepetçikleri, süt salgı bezi yoktur. Bu nedenle mum salgılayıp petek üretemez. Yavruların bakımını yapamaz. Tarlada işçi arılar gibi çalışamaz. Erkek arıların arı zehiri ve iğneleri yoktur. Bu nedenle kendilerini savunamazlar.

Bir kolonide erkek arı sayısı sezona ve kolonideki besine bağlıdır. Oğul verme zamanında sayıları 500-2000 arasındadır. Koloniler ilkbahar ve yaz başlarında erkek arı yetiştirmeye başlar. Bunun için çerçevenin yan kısımlarını veya alt kısımlarını kullanırlar. Kuluçka sıcaklığına ihtiyaç duymazlar bu nedenle varroa erkek arı hücrelerini tercih eder. Sonbaharın sonlarında ve kış aylarında normal şartlar altında kolonide erkek arı bulunmaz. Koloninin tembel obur bireyleri olan erkek arıların tek görevi anayı döllemektir. Yaşam süreleri tam olarak tespit edilememiş olmasına rağmen 30-60 gün arası kabul edilir.

Erkek arı üretimine ana arı değil işçi arılar karar verir. Oğul vermeye karar verme süreciyle ilintili bir durumdur. Ana arı petek gözüne öncelikle kafasını sokup hücrenin büyüklüğünü tespit eder ve ona göre yumurtayı döllü veya dölsüz yapar. İşçi arılar petek gözünü büyüterek ana arının dölsüz yumurtlamasını sağlarlar. İşçi arının döllenme yeteneği yoktur. Yalancı ana durumunda yaptığı erkekler de çok daha kalitesizdir. Ana arı varlığıyla koloniye iç huzuru verir. Ana arı motivasyon kaynağıdır. İşçi arılar oğul verme döneminde anayı az beslerler. Bunun sonucunda ana zayıflar ve uçma yeteneği kazanır.

Erkek arı kapanı kullanıldığında erkek arı kovan dışına çıkabilir fakat içeri giremez.

İşçi arılar erkek arı gözlü petek yapım miktarını sınırlayarak erkek arı miktarını düzenlerler. Ergin erkek arıları ise koloniden atmak suretiyle erkek arı miktarını ayarlarlar. Kolonide erkek arı gözlü peteklerin varlığı erkek arı üretimini ifade eder. Ana arı üretimi yapan yerler de erkek arı gözlü temel petek kullanırlar. Veya peteğin büyük bir kısmı kesilip üst tarafta küçük bir şerit bırakıldığında da erkek gözüne dönüştürülerek örülür. Karakovan petekleri bu sebeple erkek gözlüdür.

İşçi arıların kolonideki erkek arı varlığını sınırlandırmaları mümkündür. Erkek arı yumurtalarını, larvalarını ve pupalarını imha etmek suretiyle bu işlemi gerçekleştirirler. Erkek arı yumurtalarının ancak %50-56'lık kısmı ergin arı olur.

Ana arı üretiminden önce erkek arı üretilir. Sonra günlük yumurtadan ana arı yapılır. Sonra ana arı döllenme uçuşuna çıkar.

Örneğin sezon iyi gitmedi, nektar akımı iyiyken birden kötü oldu, nektar yağmurdan dolayı yıkandı ... bu gibi hallerde kovandan ilk feda edilen arılar erkek arılardır. Hasat sonrası da erkek arı imha edilebilir.

Erkek arılar 4 günlük olduklarında uçuş faaliyetine başlarlar. Genel olarak uçuşu 5-7 gün yaparlar. Çoğu farklı bölgelerde öğleden sonra günün belirli saatlerinde toplama bölgesi denilen bir yere uçarlar. Sıcaklık 18-20 derecelere çıkınca uçuşa çıkmazlar. Uçuş amaçları çevreyi tanıma, dışkılama, ana arıyla çiftleşmedir. Çiftleşme uçuşu 20-30 dakika sürer. Günde ortalama iki uçuşa çıkarlar. Bu sayının 17'ye kadar çıktığı da tespit edilmiştir. Kovandan 7 km kadar uzaklaşıp tekrar kendi kovanlarına dönebilirler. Uçuşa çıkmadıkları zaman kovan içi hizmetlerde çalışan işçi arılar onları da beslesinler diye larvalı çerçeveler üzerinde bulunurlar.

Bir kolonide erkek arı sayısı 1000'i aşmamalıdır. 1000 erkek arının bir sezonda tüketeceği bal miktarı 7 kg'dır. Erkek arı sayısı belirli bir sınırda tutulur. Erkek arılar 8 günlük olduklarında cinsel olgunluğa ulaşırlar. 25 günlük erkek arıların spermleri suni tohumlamada kullanılmaz. 12-8 günlük erkek arılar tercih edilir. Erkek arı üretim tesislerinde suni döllemede bu tercih edilir. Normal şartlarda bir ana arı 8-10 erkekle çiftleşir. Her erkek arıdan 10.000 sperm alır. Aldığı spermler 4-5 milyon olur. Sperması dolana kadar.

Muğla arısı; İtalyan arısı ile Anadolu karşımı karma (esmer arı) bir arıdır.

Irklar
Bal arısı türleri; apis dorsata (dev bal arısı), apis florea (cüce arı), apis karena, apis mellifera.

Apis Dorsata; İri cüsseli dev arı. Örneğin bombus; seralarda tozlaşma için kullanılan ve bal yapmayan arı.

Eşek arıları yuvarlak; bal arıları ise dikine tek parça petek yaparlar.

Apis florea; Cüce arı, çok sakin ve iyi huyludur. Ortalama bir kg bal yaparlar. Bu nedenle ticari olarak kullanılmazlar.

Apis karena; İyi huyludur ancak bal verimi düşüktür. 4-5 kg. Mellifera ile melezlenerek sıcak ülke arılarını oluşturmuştur. Suriye arısı gibi.

Apis mellifera; Ticari değeri olan arılardır.

1. Karniyol: Anavatanı Avusturya Alpleri'nin güney kıyıları ile Kuzey Balkanlar, Tuna boyları olan karniyol arısı bu yayılma alanı dışında Makedonya da vardır. Deneyimli arıcılar karniyol arı ırkı üzerinde çalışarak, uyguladıkları düzenli bir seleksiyonla uniform bir materyal ortaya koymuşlardır.

Yapılan bu seleksiyon bal üretiminin artmasını sağlamıştır. Karniyol arısı; en sakin, iyi huylu arı olarak bilinir. Siyah renkli bir kitine sahiptir. Genellikle 2. veya 3. abdominal segmentler üzerinde kahverengi noktalar ve çizgiler bulunur. Esmer gür kılları onları esmer bir görünüme kavuşturur. Tüy örtüsü kısa ve sık yapılıdır. İnce yapılı uzun dilli bir arı olan karniyol arısındaki dil uzunluğu 6,4-6,8 mm'dir. Almanya'ya doğru giderken renk koyulaşırken Adriyatik kıyılarına doğru sarı arılarla birleşerek melez tipler meydana getirir ve renk açılır.

İlkbaharda polen gelmeye başlar başlamaz hızla gelişir ve yavru yapar. Kısa sürede geniş popülasyonlar oluştururlar. Sonbaharda polen gelişi azaldıkça kovandaki arı sayısı hızla düşer. Kışlatma yetenekleri azdır. Soğuğa çok dayanıklı değildirler. Küçük aileler halinde kışladıkları için kış süresince az miktarda gıdaya ihtiyaç duyarlar. Yaşam yetenekleri oldukça iyi ve hızlı bir gelişim gösterdikleri için oğul eğilimleri yüksektir. Petek üzerinde oldukça sakin ve uysaldırlar. Bazı kolonilerde petekler körük dumanında uzun süre tutulsa bile peteği terketmezler.

Şaşırma eğilimleri düşük, yön bulma kabiliyetleri çok iyi, yağmacılık eğilimleri düşüktür. Az propolis kullanırlar. Yonca çiçeğinden iyi faydalanırlar. Bu nedenle yonca döllenmesinde kullanılırlar. Yeni anayı kolay kabul ederler. Ana arı işçi arılardan biraz daha koyu renklidir. Erkek arıda kurşuni şeritler bulunur. Kovandaki eşek arısı ve mum güvesine karşı oldukça iyi bir şekilde koloniyi korurlar. Az propolis kullanırlar ve bu yüzden yavru hastalıklarına karşı hassastırlar. Uzun ve sert kışlara kısa bir bahara sahip zor iklim şartlarına uyum sağlamış varyasyona uğramış yetenekli üstün bir arı ırkıdır. Erken nektarda (az miktarda) olsa da faaliyetlere başlar.

2. Kafkas:
Anavatanı Kafkasların yüksek vadileriyle dağlık arazilerinde; ülkemizde ise özellikle Doğu Anadolu'nun yüksek yaylalarında, Kafkas sınır bölgelerinde saf ve melez olarak yetiştirilir. Dağlı ve Ovalı olmak üzere iki tipi vardır.

Ovalı tipi; aşırı hırçınlık, aşırı oğul verme, değişik hava şartlarından aşırı derecede etkilenir.

Dağlı tipi arılar gri renkli olup karniyol arılarına benzer. Dağlı kafkas koyu bir kitine sahiptir. Birinci abdominal segment üzerinde kahverengi noktalar görülür. Kıl örtüsü daha gridir. Erkek arıların göğüs kılları siyahtır. En uzun dilli arı ırkıdır. 7-7,5 mm. Bu nedenle nektarı derinde olan çiçeklerden iyi yararlanır. Sakin, iyi huylu, koloni kontrolünden sonra çok kısa zamanda (1-2 saat) oluşan yeni düzene uyum sağlarlar.

Nektar akımı döneminde sabahleyin farklı öğleden sonra farklı çiçeklere çalışabilirler. Çiçeklerdeki nektar şeker oranı %10-11 olduğunda faaliyetlere başlarlar. Diğer arı ırklarında bu oran %18 oluncaya dek çalışılmaz. Bu kafkas ırkının en iyi özelliğidir. İyi bir yavru yetiştiriciliği yapar. Güçlü koloniler yetiştirir. Gelişmelerini tam olarak yazın tamamlarlar. Gelişim yavaş ama istikrarlıdır. Sezona geç hazır olur ama olur. Gelişimlerini tam olarak yazın tamamlarlar bu nedenle oğul verme kapasitesi düşüktür. Fazla propolis toplarlar. Şaşırma yüksek, yağmacılık eğilimi yüksektir. Kışa zayıf kadrolarla girdikleri için fazla besin stoğuna ihtiyaç duymazlar. İhtiyaç duyduklarından daha çok bal depolarlar.

Petek balı içbükey ya da dışbükey değil düzdür bu nedenle daha güzel görünür.

Kafkas ırkları melezleme çalışmalarına en uygun arı ırklarından biridir.

3. İtalyan arısı:
Sonraki derste...

Arı Alma Sürecim

Arıcılığa gönül vermiş ve bu konudaki deneyimlerini blog siteleri vasıtasıyla paylaşan arıcılar var. Onların bloglarını takip etmek hem çok bilgilendirici hem de eğlenceli. Arı almak için ilk olarak onlara müracaat etmek daha faydalı olabilir. Ayrıca sahibinden.com gibi sitelerde arı ve arı ekipmanlarının satışına yönelik bir çok ilan var. Onlarlarla da bağlantıya geçip arılıklarını ziyaret etmekte fayda var. Bunlar arıcılığa yönelik deneyim kazandırıcı şeyler.

Ben edindiğim bilgiler ışığında bana en uygun arı ırkının Karniyol olduğunu düşündüm. İlk arılarım daha ziyade eğitim amaçlı ve kendimi geliştirmeye yönelik olacağından dolayı arıları bana yakın bir yere koymalıydım. Yaşadığım çevreyi araştırdığımda en uygun yerin bahçemiz olduğunu gördüm. Amacıma ve mekanıma bu ırkın uygun olduğuna karar verdim.

Sahibinden.com sitesinden satış yapanlarla öncelikli olarak telefonda görüştüm. Aslında bazı konularda görüşlerini de almak istiyordum. Örneğin bizim mahallede ve dolayısı ile sokakta belediye araçları yazın sivrisinek için ilaçlama yapıyorlar. Bunlar arılara ne ölçüde zarar verirler? sorusunu yanıtlamaya çalıştım. İlaçlama genelde akşama doğru oluyor ve akşam da arılar kovanlarında oluyor, gibi bir cevap gayet tatmin edici olabilir ancak bunu deneyimleyen bir satıcıyla da tesadüfen konuştum. Kendisinin de ilaçlama yapılan bir sokağa komşu bahçesi varmış. Ve orada arıları varmış. Ve bir sorun yaşamamış. Ben de bahçemizdeki sokağa en uzak noktayı arılık olarak düşleyerek tatmin oldum.

4 Mayıs 2014 Pazar günü ilanlardan birinde tesadüfen hem arı hem de kovan satan ayrıca oturduğum muhite de oldukça yakın bir satıcı gördüm. Ve kendisiyle bağlantıya geçerek hem marangoz dükkanındaki kovanları hem de dükkanına çok yakın yerde bulunan arılığındaki arıları inceledim.


Kovanı aldığım marangozhane. Sahibi Şakir Usta. Yeri Rüzgarlıbahçe Mahallesi'nin hemen çıkışında Çavuşbaşı Beldesi yolu üzerinde. Kendisi uzun yıllardır hem kovan imal ediyormuş hem de arıcılık yapıyormuş. Beykoz Belediyesi'nin geçtiğimiz bir kaç yıl içerisinde arıcılara hibe ettiği 500 kovan kendisinin imalatı imiş. Ben bir adet altı apimaye olan kovanlardan aldım. Apimaye altlıklı kuluçkalık, ballık ve kovan kapağı 135 TL. Çerçeveler, kovan üst tahtası ve bölme tahtası hariç.



Arılığı da hemen yakında idi. Orman işletmesinden ormanın içerisinde arılık için bir yer edinmiş. Bir kaç arıya baktık. Baktığımız kovanlar içerisinde biri hoşuma gitti. 10 çerçeveli idi. Ve çerçeveler de yavrulu idi. Tam olarak sezona hazır. Ballığı hemen atabilecek durumda. Fiyatı 350 TL. Oğul olan kovanlar da vardı. 4 çerçeve seviyesinde. Onların fiyatı 250 TL. Sattığı arıları genelde Trakya'dan alıyormuş. Bu sebeple arılarının Karniyol olduğunu belirtti. Ana arılar için arının kaç yaşında olduğunu ifade eden renk skalasını kullanmıyormuş.


Yine aynı gün Zerzavatçı Köyü'ndeki başka bir satıcının arılığına gittim. Burada da birkaç kovan baktım. Ancak baktığım koloniler yeni oluşturulmuş ve yavrusuz kolonilerdi. İlk gittiğim arılıkta maskesizdim iki arı soktu. İkinci arılıkta maskeliydim, kovanlara bakma işimiz bitip de maskeyi çıkardığımda bir arı soktu. Buradaki kovanlar 250 TL. Ve 4 çerçeve seviyesindeydi.


Beklentilerimi karşılayacak arılarla henüz karşılaşmadığımdan dolayı bu arada arılığımı yapmaya karar verdim. Ve yukarıdaki resimde görülen mühendislik harikasını 6 Mayıs 2014 Salı günü yaptım :)


Bu arada akasyalar çevremizde açmıştı. Bu çevrede ne kadar çok akasya varmış meğerse. Sağıma bakıyorum akasya soluma bakıyorum ... Akasyanın nektar oranı diğer bitkilere göre %63 oranında. Yani çok yüksek bir oran. Ve arılar için nektar kaynağı olarak çok değerli bir ağaç.


7 Mayıs 2014 Çarşamba günü farkettim ki at kestaneleri de akasya ile aynı dönemde çiçekleniyor. Ancak bunun arılar için pek bir anlamı yok, nektar ve polen olarak.


8 Mayıs 2014 Perşembe günü ...

Sonra bloğunu takip ettiğim ve arılarının karniyol olduğuna emin olduğumu zannettiğim bir arıcıyla 8 Mayısta temasa geçtim.

Sonra yağmurlar yağdı, fırtınalar esti... Akasyalar yıkandı, yaprakları döküldü... Havaların kötü gitmesi arılarıma kavuşmamı biraz geciktirdi.

Sonra bana verilecek kovanda ana arı değişimi yapıldı. Kovanın ana arıyı kabul etmesi derken...24 Mayıs için sözleştik.

Arıyı aldığım kişiler Ali Bey ve Enes Bey. Normalde önceden sipariş vermek kaydıyla ana arı satışları var. Fakat koloni satışları yok. Buna rağmen neden bilmiyorum ama bana koloni satışı yaptılar. Belki de arıcılığa yeni başlayan birinin hevesini kırmak istemediler.

Ali Bey bloğunu takip ettiğim kadarıyla arıcılık konusunda tam bir uzman. Yenlikçi ve inovatif çalışmaları olan birisi. Modern arıcılık konusunda Türk arıcılığı için çok önemli katkıları olduğunu düşünüyorum. Bloğunu takip etmenizi öneririm.

Kolonim ana arısı ve diğer bireyleri de karniyol ırkı olan bir koloni. Ana arısı bu yılın. Koloni 5 çerçeve. 5. çerçevenin bir yüzü boş. Diğer yüzünde ise az miktarda açık gözlü yavrusu var. İlk dört çerçeve kapalı gözlü yavrulu. İlk ikisinde yavru sayısı daha yoğun. Koloninin polen miktarı çok yetersiz geldi bana. Neredeyse yok gibiydi. Bal miktarı da yetersiz geldi bana. Sırlanmış bal hiç yoktu. Çerçevelerin üzerinde bir miktar kek vardı. Aldığım koloninin fiyatı 250 TL.

Sonra karniyol ile tanıştım, vesile olanlara tekrar teşekkürler. Arılarla hemen kaynaştık zaten :)





19 Mayıs 2014 Pazartesi

Arılık Arayışı

Alacağım arı kolonisi veya kolonileri için bugün çevrede bir yer araştırması yaptım. Aslında küçük bahçemizi kullanmak istiyorum ilk planda ama ne olur ne olmaz yakınlarda bir yer daha olsun.

Evin yanında bir orman var. Ormanın kıyısında da çok büyük boş bir arazi var. Bu arazide mandıra vardı 20 sene evvel. "Kanlıca yoğurdu"nun temin edildiği mandıra. 20 sene önce de faal değildi gerçi. O boş arazideki patika yolu ulaşım için kullanıyorduk önceleri. Kavacık'a gitmek için oldukça kestirme bir yoldu. Önceki senelerde bu araziyi ve ormanın etrafını askeriye tel örgü ile çevirdi. Tabii ormana ve bu araziye bağlantımız kesildi. Bu arazinin içinde bir basket sahası, bir futbol sahası ve belediyenin yeni yaptığı bir de park kaldı. Çevre sakinleri basket sahasının, futbol sahasının ve parkın olduğu bölümlerde bu tel örgüyü deldi. Aslında ben de bugün ormana nasıl geçebilirim, orada arı koymak için uygun bir yer olabilir mi bunu araştırdım.

Önce parkın ve basket sahasının oralara baktım.







Bir kaç yerde ot ve dikenleri kesmiş olmalarına rağmen buradan ormana geçemedim. Patikalar da tamamen kapanmış. Burada nereye konulabilir diye baktığımda girişe yakın bir yer çok hoşuma gitti. Ancak çok ayak altıydı. Etrafta çok fazla sayıda votka şişesi vardı. Arıların burada sarhoş olma ihtimali var. Sonra bal yapmaz ona buna saldırırlar :)




Futbol sahasının oradaki girişten girdikten sonra sol tarafta küçük bir yokuş inince çok güzel bir yer gördüm. Burası futbol sahasının hemen yanında daha evvelden kullanılan bir yoldu. Şimdi sokağın iki ucu ve bir kenarı tel örgü ile çevrili. Bir taraf caddeye bakıyor diğer taraf çıkmaz sokak olmuş ve hemen yanında bir ev. Dikenler ve otlar sokağı çok daraltmış. Keşke sokak biraz daha uzun olabilseydi. Ama yine de çok zorda kalınırsa biraz çevre düzenlemesiyle buraya arı konabilir diye düşünüyorum. Sokağın sonundaki evde ben otursaydım bu tel örgüye portatif bir merdiven yapıp burayı kullanabilirdim.







Futbol sahasını boydan boya yürüdüğümde dikenlerden geçiş olmadığını gördüm dikenler o kadar büyümüş ki birkaç patika bile neredeyse kapanmış ve ancak ormanı mesken edinen sokak köpekleri tarafından kullanılabilecek durumda. Ancak futbol sahasının girişte sağ tarafında kalan alandan yoluma devam edebildim. Burada daha evvel futbol sahasına ait yapıların kalıntıları var. Biraz ileride dikenlerin tekrar yoğunlaşmaya başladığı alanda çok güzel bir beton zemin gördüm. Burası şu ana kadar gördüğüm en uygun yer. Burada bir tane boş sigara paketi gördüm. Buranın pek ziyaret edilmediği daha sakin olduğu belli. Bu kısım caminin karşısında kaldığından ve girişinin de caminin önünde olmasından dolayı pek ziyaret edilmemiş. Ancak etrafta çok sayıda başı boş ve hastalıklı köpeğe denk geldim. Gerçi parkın orada da vardı ama bunlar biraz daha kalabalık. En azından saldırgan değiller görünce kaçıyorlar ya da yattıkları yerden kımıldamıyorlar.







Burası biraz daha karaltıda kalıyor diyebilirim. Çalılardan dolayı yoldan pek görünmüyor ayrıca yola da epey mesafe var. Önceki senelerde çocukları futbol sahasında oynarken görüyordum ama son zamanlarda pek görmedim. Ayrıca sahanın içindeki otlara bakıldığında da anlaşılıyor bu. 

Beton zemin yerden yarım metre yüksekte. Orman işletmesini, köprü yolunu ve ormanı görüyor.



Şehrin içinde böyle ormanlık bir alanın kıyısında olmak bir şans ancak bir kaç arı için olsa bile böyle bir yerde arılık bulmak bile kolay değil. Bulduğum bu yer ne derece doğru bilemiyorum ancak çok da kötü olmayan bir alternatif gibi görünüyor.

18 Mayıs 2014 Pazar

Arıcılık Kurs Notlarım - 2.Gün - Arıcılık Malzemeleri - Arı Biyolojisi

Arıcılık kursunda ilk gün başladığımız "Arıcılık Malzemeleri" konusunu tamamladık ve "Arı Biyolojisi" konusunu işlemeye başladık.


Dadant kovanların dip tahtası ve duvar ölçüleri Langstroth ile kıyaslandığında daha kalındır. Bu nedenle soğuk hava şartlarına daha dayanıklıdırlar. Langstroth kovanların  çerçeve ölçüleri Dadant kovanların çerçeve ölçüleri ile aynıdır. Langstroth kelimesini hocamız Longstar şeklinde telaffuz ediyor. Ancak ben Lengstro şeklinde telaffuzun daha uygun olacağını düşünüyorum.

Açıkta besleme ile hastalıklar daha kolay yayıldığından dolayı açıkta besleme yapılmamalıdır.

TSE (Türk Standartları Enstitüsü)'ye göre malzemelerin özellikleri


Ahşap malzemeler; sağlam, özürsüz, mümkün oldukça budaksız, en az %16 rutubet derecesi, birinci sınıf veya ikinci sınıf iğne yapraklı ağaçlardan olmalı.

Madeni malzemeler; Çivi, sac, çember. Çember; yeni ve paslanmaz sacdan 0,35 mm kalınlığında eksiz olmalı. Galvanizli çemberler ise 16 mm genişliğinde 0,75 mm ile 1 mm kalınlığında olmalıdır.

Yağlıboya TSE'nin 39'a uygun olmalıdır. Tutkal ise TSE'nin 91, 92 veya 93'ten birine uygun olmalıdır. Örneğin tutkala tahta aralarındaki delikleri talaşla karıştırıp örtmek için ihtiyaç duyabiliriz.

Aşağıda hocamızın dağıttığı ve kovan/çerçeve ölçülerini içeren fotokopi sayfaları yer alıyor. Fotokopi maalesef çok iyi olmamış. Ayrıca dokümanın kaynağını da bilmiyorum.

Kovan Ölçüleri - Sayfa 1/5
Kovan Ölçüleri - Sayfa 1

Kovan Ölçüleri - Sayfa 2/5
Kovan Ölçüleri - Sayfa 2

Kovan Ölçüleri - Sayfa 3/5
Kovan Ölçüleri - Sayfa 3

Kovan Ölçüleri - Sayfa 4/5
Kovan Ölçüleri - Sayfa 4

Kovan Ölçüleri - Sayfa 5/5
Kovan Ölçüleri - Sayfa 5

Kovan kapağının yan tahta kalınlığı 18 mm olmalı. Kovan yan tahta kalınlığı 25 mm olmalı. Havalandırma deliği en fazla 19,5 cm olmalı.

Yemlik tiplerinden biri de çanta tipi yemliktir.

Körük, maske, eldiven, fırça, su, el demiri olmazsa olmaz malzemelerdir. Diğer malzemeler mahmuz, biz, çerçeve teli, temel petek. Bal hasadı sırasında kullanılan malzemeler; bal süzme aleti (santrifüj), sır tarağı veya sır bıçağı, fırça, çadır ve kapalı bir ortam. Diğer malzemeler; ana arı ızgarası, ana arı kafesi, yemlik (şurupluk).

Körükte talaş ve mısır koçanı gibi bol selülozlu maddeler yakılabilir. Karton yakılabilir. Körük kullanırken ilk önce uçuş deliğinden 3 defa duman gönderilir. Böylece arıya şu mesaj gönderilmiş olur: Tehlike var, balı ye, mideyi doldur. Böylece sakinleş ve benden uzak dur! Sonra çerçevelerin üzerine 3 defa duman püskürtülür. Çok yakından ve çok fazla duman kullanmamak gerek zira balın kalitesi bozulur ve is kokar.

Ana arı ömrü hayatından kovandan iki defa çıkar. Birisi döllenme için diğeri ise oğul durumunda.

Maske kullanırken korunması gereken en önemli yer başımızdır. Özellikle dil ve boyundan sokmalar tehlikeli olmakla birlikte dilden sokması dilin şişmesine ve nefes borusunu kapatmasına neden olarak ölümcül bir durum ortaya çıkarabilir. Dilden sokmalarda ilk bir saate dikkat edilmeli.

Temel peteğin çerçeveye yerleştirilmesinde çerçeve kalıbı denen bir alet kullanılır. Sert ağaçtan yapılmış bir alettir.

Sır tarağı yerine sır bıçağı önerilir. Sır tarağı petek yapısını daha çok bozmakta ve arıların onarım için daha fazla efor sarf etmelerine neden olmaktadır.

Ana arı kafesine konulan arılar arı sütü yapan genç arılardır. Kafese konulması gereken arı sayısı 8-10 arasındadır. Ancak bizde genelde 5-6 arı koyuyorlar.

Balın mutlaka dinlendirme kazanlarında/kaplarında dinlendirilmesi gerek. Böylece balmumu gibi istenmeyen parçacıklar yüzeyde toplanır ve bir süzgeç ile alınabilir.

Bölme tahtasının ne için kullanıldığını daha önce görmüştük.

Balmumu eritmek için makineler var. Ham balmumunu kendiniz üretebilirsiniz. Satın alanlar da var. Balmumunuzu kendiniz yaparsanız içerisinde neler olduğunu bilirsiniz. Zira satın aldıklarınızda parafin vs. olabilir. Ürettiğiniz balmumunu temel petek yapacak yerler var. Kalıp halinde oraya götürdüğünüzde tekrar eritip içerisindeki cürufu aldıktan sonra size temel petek olarak veriyorlar. Kendi temel peteğinizi kendiniz yapmış oluyorsunuz bir nebze.

Ana arı ızgarası ana arının ballığa çıkıp yumurtlamasını engelliyor. Ana arı ızgarasını ballık katını kullanmaya başladıktan itibaren kullanabilirsiniz. Süzme bal yapacak olanlar kullanmayabilirler de.

Eşekarıları arıcının en büyük düşmanlarındandır. Bununla mücadele için eşekarısı kapanları geliştirilmiştir. İçerisine ciğer vb. et konuyor. Eşekarısı girdiğinde tekrar çıkış imkanı olmuyor.

Arı birleştirme kokusunu her kovandan farklı farklı arılar alarak bir oğul yaparken kullanabilirsiniz. Zira her kovanın ana arı kokusu farklıdır.

Çiftleştirme kovanı küçük ölçülerdedir ve strafordan yapılır.

Larva transfer kaşığını arı sütü üretenler kullanabileceği gibi ana arı üretenler de kullanabilir. Günlük larvalar ana arı yüksüklerine transfer edilir.

Plastik ana arı yüksükleri: önce çıtaya monta edilmişler (öncelikle ana arı transfer çıtası üzerine ana arı yüksükleri takılır), daha sonra da çerçeveye. Çerçeve üzerinde gördükleriniz tel değil çıta. Çerçevedeki çıtalara, plastik yüksük monta edilmiş çıtalar monta ediliyor.

Plastik ana arı yüksüklerinin çıtaya monta edilişi
Plastik ana arı yüksüklerinin çıtaya monta edilişi

Ana arı yakalama aleti kullanışlı bir üründür. Plastik basit bir alet. Ana arı yakalama aleti; ucunda yapışkan tatlı olan kaşık görünümlü plastik basit bir alet.

Larva transfer gözlüğü ana arı üretiminde kullanılır.

Gömme ana arı kafesi de bir arıcılık malzemesidir.

Temel petek baskı makinesi; petek eritilip sterilize edildikten sonra kullanılır.

Bal süzme çadırı; havalandırma bölümleri olan sade bir çadır.

Balmumu eritme kazanı; içerisine su konarak ısıtılan mum soğuk bir kaba akıtıldığında donarak kalıp şeklini alıyor.

Arı zehiri toplama cihazı; uçuş gözü üzerine takılır ve hafif bir elektrik verilir. Arılar tehlikeyi algılayıp sokmaya çalıştığında zehir alınmış olur. Arılara bir zarar vermez. Arı zehiri romatizmaya iyi gelir. Arıcılar genelde romatizma olmaz.

Yapay tohumlama aleti, suni dölleme için kullanılan bir alet. Enjektöre doldurulan erkek arı spermleri ana arıya transfer edilir.

Şurup tankeri; büyük tesisler kullanır. Türkiye'de yoktur bu ölçekte. 1000 koloni için ideal olabilir.

Taşıyıcılar; kovan nakli için kamyon. Bölgesel arıcılık yapanlar sıklıkla kullanır. Nektar dönemimde bir bölgede 2-3 hafta kalınır.

Ham balmumu; sarı veya daha koyu renklerde olabilir. Rengi belirleyen petekteki polenlerdir.

Dadant kovanların ballığındaki çerçeveler kuluçkalıktakilerin yarısı boyundadır.

Arı sütü hasat cihazı vakumlu bir alettir. Büyük ölçeklerde üretim yapmak için bu alet kullanılabilir.

Polen büyüklüğüne göre fiyatlandırılır. Polenler boy boydur. Bunlar elek yardımıyla tasnif edilir. Büyük boylar daha pahalıdır. Polen tuzağı günde bir saat kullanılmalı. Ve sabah 10:00-10:30 saatleri daha uygundur. Zira çiçeklerde çiğ tanelerinin olduğu vakit.

Paket arı; strafordan üretilmiş çerçeveleri olmayan iki bölmeli bir kutu. Arılar bu kutunun içinde. Yurtdışında kullanımı yaygın.

Oğul çekme esansı; temel peteğin üzerine bir iki damla damlatılır.

Arı akvaryumu; fuarlarda arı sergilemek için kullanılan camdan bir kutu.

Biyolojik sınıflandırma sisteminde balarısının yeri

Alem: Hayvanlar
Grup: Eklembacaklılar
Altgrup: Antenliler
Sınıf: Böcekler
Takım: Zar kanatlılar
Familya: Arılar (Apidae)
Cins: Bal arıları (Apis)
Tür: Bal arısı (Apis mellifera)

Arının iki midesi vardır. Bal yapımında kullandığı ön mide ve kendi besinleri için kullandığı mide. Arının 7 gözü vardır. Bir çift birleşik göz (yani 4 tane) ve üç adet basit göz.

Balarısının gelişme dönemleri


Balarısının gelişme dönemleri
Ana arı, işçi arı ve erkek arının yumurta olarak geçirdikleri süre 3 gündür. Her üçünün de larva olarak geçirdikleri süre 6 gündür. Üçüncü günün sonunda yumurta larvaya dönüşür. Yani yumurtanın içinden larva çıkmaz. Arıcılarımızın kullandığı "yumurta çatladı" ifadesi yanlış anlaşılmamalı. Larva dönemi ikiye ayrılır. Dönem 1 ve dönem 2. Dönem 1; genç larva dönemi olarak ifade edilir. Dönem 2 ise yaşlı larva dönemi olarak ifade edilir. İşçi arı ve erkek arının her bir dönemde geçirdikleri süre 3 gündür. Ana arı için yaşlı larva dönemi yoktur. 6 günlük süreyi genç larva döneminde yani dönem 1'de geçirir ve bu dönem çok önemlidir. Zira göz genişletilerek ana arı yüksüğü bu dönemde yapılıyor. Ana arının pupa olarak geçirdiği süre 7 gün iken; işçi arı 12; erkek arı ise 15 gündür. Pupa; gözün tamamen sırlandıktan sonraki halidir. Pupa için gözde kullanılan sır ile bal için gözde kullanılan sır birbirinden farklıdır. Gelişme dönemi toplamda ana arı için 16 gün iken; işçi arıda 21 gün; erkek arıda ise 24 gündür. Eğer larva transferi yapıldıysa ana arı için gelişme dönemi çok daha kısalabiliyor ve 16 günden 10 güne kadar inebiliyor.

İşçi arı larva döneminde arı sütü ile besleniyor. Erkek arı genç larva döneminde arı sütü ile besleniyor. Yaşlı larva döneminde besin durumuna göre arı ekmeği ile de beslenebilir. Erkek arı pupa dönemine girdiğinde işçi arılar tarafından göze arı ekmeği konabiliyor.

Ana arı

Kovanın düzeninden sorumludur. Gelişme dönemini tamamlayan ana arı 6 ila 8 gün sonra (1 hafta denebilir) çiftleşme uçuşuna çıkar. Bu süreyi geçirirse örneğin 10 gün sonra çiftleşme uçuşuna çıkarsa bu işe yaramaz. Bu nedenle bu süre önemli. Çiftleşme uçuşu esnasında 8 ila 10 arı ile çiftleşir. Kovana döndükten sonra yumurtlamaya başlar. Ömrü 4-5 yıldır. Verimli olduğu süre en fazla 2 yıldır. Kaliteli ana arı günlük 1500 ile 3000 yumurta arasında yumurtlayabilir. Ana arının iğnesi az çentiklidir.

Ana arı koloniyi oluşturan farklı bireylerden biridir. Dişi ve döl verme yeteneğine sahip olan ana arı ece arı veya bey arı olarak da adlandırılır. Kolonide işlerin yürütülmesinde lokomotif yönetici rolünü üstlenmektedir. Diğer arılardan daha büyük olduğu için kolayca ayırt edilebilir. Karın kısmı iri ve uzundur. Vücut uzunluğu 18 mm ila 20 mm arasında değişim gösterir. Kanatları vücudunu örtmez. Ana arı yumurtlayarak herhangi bir nedenden dolayı ölen arıların yerine yenisini üretir. Kovanın devamlılığını sağlar. Kuluçkalık süresi yani gözden çıkış süresi 16 gündür. Yumurtadan çıktıktan sonra 3 ila 8 gün arasında seksüel gelişimini tamamlaması gerekir.

Ana arının verimini etkileyen faktörler

  1. Irk
  2. İklim - Örneğin Karadeniz Bölgesi'nde yağışlı dönem çok olduğundan, olumsuz hava koşulları sebebiyle döllenme uçuşunda yeterince sperm edinemeyebilir. Ancak Akdeniz Bölgesi'nde böyle bir durum olmayabilir.
  3. Beslenme ve bakım (Mayıs-Ağustos ayları arasında)
  4. Erkek arının genetik yapısı
  5. Ana arının yaşı - Genç anadan olan yumurta ile yaşlı anadan olan yumurta farklı verimlilikte olur.
  6. Hastalık
Günlük ana arı yumurtlama miktarı için minimum 1100-1300 arasında olmalı maksimum da 1500-3000 arasıdır.

Ana arı çiftleşme uçuşuna çıktığı zaman salgıladığı feromonlar sayesinde kendi kolonisinden ya da diğer kolonilerden erkek arılarla kovan dışında çiftleşir. Sperma kesesini dolduracak miktarda sperm toplayacak şekilde bir kaç arıyla çiftleştikten sonra kovana geri döner. Hayatı boyunca kovandan bir daha hiç ayrılmaz. Yalnızca oğul döneminde yerini yeni ana arıya bırakarak bir kısım erkek ve dişi arıyla kovanı terkeder.

Aynı gün içerisinde 3-4 kez çiftleşme uçuşuna çıkılabilir. Çiftleşme uçuşundan dönen ana arının arkasında erkek arı organı görülür. Döllendikten sonra ana arının ağırlığı iki katına çıkar ve abdominal kısmı şişer.

Ana arı ilkbahar ve yaz dönemlerinde sürekli olarak yumurtlar. Ana arının görevi sadece yumurtlamaktır. Diğer işlerin tümünü işçi arılar yapar. Ana arıyı besleme, temizleme ve bakım işleri işçi arılar tarafından yapılmaktadır. Ana arının kendini temizleme ve besleme kabiliyeti yoktur. Ana arı beslenme ve bakım konusunda işçi arılara bağımlıdır.

Sıcaklık 20 derece olduğunda yumurtlama faal duruma geçer.

Ana arının salgılamış olduğu feromonlar sayesinde kovanda düzen ve işbirliği sağlanmış olur. Cinsel feromonlar ve topluma (hocaya emin misiniz diye sordum, eminim dedi - ancak toplumsal feromon olabilir:) feromonlar. Ana arı bu salgılar sayesinde erkek arıları cezbeder ve işçi arıların da yumurtlamasının önüne geçer.

Topluma feromonlarla da kovan içerisindeki düzeni sağlamaktadır. Ana arı 9 mm çapında bir gözde (yani yüksükte) döllenmiş yumurtadan çıkmaktadır. Anasız kalan koloniler 3 günlük yumurtadan gözlerde arı sütü ile besleyerek ana arı temin edebilirler.

İşçi arının görünüş, görev ve davranışları


İşçi arılar döllenmiş yumurtadan meydana gelirler. Normal şartlarda yumurtlama yapmazlar ve kovandaki bütün işleri işçi arılar yaparlar. Koloninin en kalabalık grubunu oluştururlar. Bir koloninin gücü sahip olduğu işçi arı sayısına bağlıdır. İşçi arıların kovanda yaptıkları başlıca işler; kovan temizliği, mum salgılama, petek örme, arı sütü üretme, yavruların bakımı ve beslenmesi, ana arının bakımı, kovan bekçiliği, nektar/polen/propolis toplama, balı olgunlaştırma, su getirme sayılabilir.

İşçi arı 21 günlük hücre hayatından sonra 21 gün de kovandaki iç hizmetlerde çalışır. Sonra tarlacı arı olur ve dış hizmetleri yapar.

0-3 günlük dönemi

21 günlük kuluçka dönemini tamamlayan işçi arılar gözden ayrılırlar ve ilk 3 gün kendini temizler, petek gözünü temizler, kuluçka alanları üzerinde dolaşarak kuluçka ısısının korunmasını sağlarlar.

3-6 günlük dönemi

Yaşamlarının bu döneminde petek gözlerinden aldıkları polen ve balla hazırladıkları ekmekle yaşlı larvaları beslerler.

devamı haftaya ...