Translate

24 Mayıs 2014 Cumartesi

Arıcılık Kursu 3.Gün

Geçen hafta yarım bıraktığımız "İşçi Arı" konusunu bugün tamamladık. Ayrıca "Erkek Arı" konusunu da tamamladık. Ve "Arı Irkları" konusuna girdik.

Arı sütü bol ise erkek arı da arı sütü ile beslenir. Erkek arı veya işçi arılar yaşlı larva döneminde arı ekmeği ile beslenirler.

Üniversitelerin yaptığı araştırmalar sonucu ana arıların 10 yıl yaşayabildiği görülmüştür.

5-15 günlük dönemi
5. günden sonra arı sütü salgı bezleri gelişir. Bu salgı bezleri arının baş kısmında ve ağza yakın bir yerde bulunur. Böylece ana arı ve larvaları besleyecek arı sütünü salgılama yeteneği kazanırlar. Arı sütü üretimi yapabilmek için bu bilgiye ihtiyacımız var. Arı sütünü salgılaması 5. günden 15. güne kadar devam eder. Yani işçi arı hayatının 10 günlük döneminde arı sütü salgılama yeteneğine sahiptir.

Kovandaki bakıcı arı sayısının duruma bağlı olarak 1. haftadan sonra çevreyi tanıma uçuşlarına çıkar. Çevereyi tanıma uçuşu; su, polen, nektar gibi kaynakları keşfetmeyi/tanımayı ifade eder.

12-18 günlük dönemi
12. günden itibaren balmumu salgı bezleri gelişir. 13. günden 18. güne kadar mum salgılama ve petek örme işini yapar. Balmumu salgılayabilmesi için kovan içi sıcaklığının 33 derece ve üzeri olması gerekir. Örneğin kafkas ırkı gibi bazı ırklar 18-20 derecelerde de balmumu salgılamasına başlayabiliyorlar.

18-20 günlük dönemi
Bu dönemde kovan uçuş deliğinde ve uçuş tahtası üzerinde nöbet tutarak kovan bekçiliği yaparlar. Ayrıca bu dönem arı zehirinin en yoğun (en çok) olduğu dönemdir. Arı zehiri üretmek isteyenler için önemli bir bilgi.

20. gün ve sonrası
20. günden itibaren artık tarlacı arı olarak görev yapmaya hazırdırlar. Kovana su, polen ve nektar getirmek amacıyla seferlere çıkar. Ve yaşamı son bulana dek tarlacı arı olarak üretime devam eder.

İşçi arının kovan içi görevleri
Kovan içi hizmetler; balın nemini almak, kovanın havalandırması, kovanın temizliği, arı sütü üretimi, balmumu üretimi, kovanın ısısının düşürülmesidir. Kovan içi hizmet yapan arılar kovan ısısının düşürülmesi için tarlacı arıların taşıdığı suyu kullanırlar. Bu suyu dip tahtası ve balmumunun üzerine kanatlarıyla püskürtürler. Yüksek ısıdan balmumunun erimemesi ve larvaların ölmemesi için de bunu yaparlar.

Kovan dışı faaliyetler
Nektar toplama
Nektar; çeşitli bitkilerin özel yapıya sahip organları tarafından salgılanan şekerli bir sıvıdır. Arılar balı genellikle nektar veya balözü denilen bu tatlı sıvıdan yaptıkları için bu madde arıcılık yönünden çok önem taşımaktadır. Arıcılığın yapıldığı bir bölgede veya seyyar arıcılığın yapılacağı yerlerde de nektarın bolluğu, devamlılığı ve kalitesi arıcılar tarafından bilinmesi gereken bir husustur. Arıcılar çalışmalarını buna göre ayarlamalıdır.

Arıcının başarısı; teknik çalışmalarına, arı ırkının ve bölgenin bitki örtüsü zenginliğine bağlı olmakla beraber bitki örtüsü zenginliği noksan olursa diğerlerinin pek bir önemi kalmaz. bu sebeple birki örtüsü zenginliği çok önemlidir. Hangi bitkinin nektarlanma miktarı ne kadardır, bunu bilmeliyiz. Diğer bir tabirle arıcılık yapılan yerlerde devamlı ve çok çiçek açan bitkilerin olması üretimi artırır.

Nektar bezleri çiçeğin çeşitli kısımlarında bulunmaktadır. Hatta ağacın gövdesinde, bitkilerin sap ya da yapraklarında ve boğumlarında görülebilir.

Nektarın içerisinde genel olarak değişik miktarlarda sakkaroz (çay şekeri), fruktoz (meyve şekeri) ve glikoz (üzüm şekeri) bulunduğu halde bazı nektarlarda az miktarda da olsa maltoz (malt şekeri), meliboz ve rafinoz şekerleri de bulunmaktadır. Nektarlardaki şeker oranı bitkinin karakterine bağlı olduğu kadar çevre şartlarına da bağlıdır. Örneğin sıcak bölgelerde yetişen elma ile serin bölgelerde yetişen elmanın şekerlenme oranı birbirinden çok farklıdır. Nektar üretimi su ve güneşle doğru orantılıdır.

Bal genel olarak nektardan yapılır. Nektar şekerli bir maddedir.

Bazı bitkilerin nektar oranları;

Söğüt - 60
Yabani yonca - 52
Kiraz -50/60
Elma - 50
Adaçayı - 48
Pamuk - 41
Yonca - 35/60
Tütün - 26
Şeftali - 16/40
Akasya - 63
Okaliptus - 13
Erik - 10/60
Portakal - 10/30
Armut - 4/30
Korunga - 55
Ihlamur - 34
Ayçiçeği - 32
Şeftali - 16/40

Polen
Bitkiler az veya değişik miktarlarda polenlenme miktarına sahiptir. Polen; çiçeğin erkek organında meydana gelir. Polenlerin olgunlaştıkları zaman bir çiçekten diğerine taşınmaları rüzgar veya böcekler yardımıyla gerçekleşir. Ergin ve yavru arıların başlıca besin kaynağı olan polenin birleşimi zengindir. Taze polenin değeri daha yüksektir. Polenin bileşimini ham protein (%22), eter (%5), şeker (%28), nişasta (%3), kül (%3) (yabancı madde/ne olduğu bilinmeyen), su (%11), bilinmeyen maddeler (%28) oluşturur. Üretilen polen miktarı bitkiye bağlıdır. Yapılan araştırmalara göre 3,2 mg nitrojen 1000 tane arının yetiştirilmesine yetmektedir. Bu da 100 mg polenden temin edilir. Böylece yaklaşık olarak 900 gr polen 9000 arının yetişmesine kafi gelmektedir.

Kek verme - yeni biretlerin oluşturulmasını teşvik amaçlıdır.

Polenin arı beslenmesindeki önemi son zamanlarda iyice anlaşıldığından bunun arı yemlemesinde kullanılması yoluna gidilmiştir.Bu nedenle polenin bol olduğu ilkbahar mevsiminde özel kapanlarla polen toplanır. Polen kapanları arının geçebileceği fakat bu esnada polenin döküleceği delikli sert bir plastik kısımla polenin toplanacağı bir kutudan ibarettir. Polen kapanları kovanın uçuş deliği önüne konulmak suretiyle kullanılırlar.

Polen kapanları ilkbaharda polen akımının bol olduğu zamanlarda sabah saat 10 sıralarında kuvvetli kovan önüne bir saat kadar konulur ve kaldırılır. Polen kapanları aynı kovanda devam olarak kullanılmaz aksi halde o kovan zayıf düşmüş olur. Kapanla toplanan polen açıkta gölge bir yerde veya kurutma odalarında 40 derecede kurutularak saklanır. Veya üstü bezle kapatılarak 7 gün içinde derin dondurucuya aktarılır.

Bir arının bir uçuşta topladığı polen miktarı 12 mg ila 30 mg arasında değişir. Kendi vücut ağırlığının 1/3 ü kadar polen taşıyabilir. Bir günde ortalama 5 ila 8 maksimum ise 11 ila 20 polen seferi yapar. Arı polen sepetini 6 ila 10 dakikada doldurur.

Yer tespiti ve haberleşme
Arılar oldukça ilginç bir haberleşme sistemi kullanırlar. Kovan dışında herhangi bir yerde yararlanabilecek bir besin kaynağı bulan arılar arı dansı denilen özel bir takım hareketlerle kaynağın yerini diğer arılara bildirir. Bu yöntemi Alman Karl von Frisch tarafından tespit edilmiştir.

Arılar tarafından yapılan dansların hızının ve türünün özel bir anlamı vardır. Arı yaptığı dans türü ve sayısı ile kaynağın hangi yönde ve ne kadar uzaklıkta olduğunu, zenginlik derecesini anlayabilmekte. Ve yapılan dansları izleyerek gerekli mesajı alan diğer arılar bazen kilometrelerce uzaklıkta olan kaynağı bulabilmektedirler.

En önemli dansları dairesel ve kuruk sallamadır. Bulunan kaynaklar 100 metreden daha yakın olduğu zaman dairesel dans 100 metreden uzak olduğunda ise kuyruk sallama dansı kullanılır. Kuyruk sallama; oğul verme zamanında yeni yerin tespiti için de kullanılır. Oğul yeri tespitinde dairesel dans kullanılmaz. Oğulun yerleşme yeri 100 metreden daha uzak olması istenirse başka danslar da yapılır. Alarm dansı, mesaj dansı, temizlik dansı gibi danslar yapılır. Yapılan dansı izleyen arılar ne kadar fazla ise ve dikkatli izlemişlerse mesajı o kadar iyi anlarlar ve kaynağı o kadar kolay bulabilirler. Bulamayanlar bulup da kovana dönenleri takip ederek ulaşırlar aksi halde yeniden bir dans olmaz. Dairesel dans ve kuyruk sallama dansı az bir değişiklikle farklı uzaklıklar için kullanılabilmektedir.

Tanımlanmaya çalışılan kaynak 5 metrelik bir alan içindeyse sürüklenme dansı; 8-10 metre arasındaysa orak dansı; 10 ila 100 metre arasındaki kaynaklar için orak dansı ile kuyruk sallama dansı arasında geçiş dansları kullanılır. Geçiş danslarındaki açı daraldıkça kaynağın uzaklığı 100 metreye daha yakın demektir.

Dairesel dans; kovana uzaklığı çapı 100 metre olan daire içinde olan besin kaynağını tanımlamak içindir. Kuyruk sallama dansı kovana uzaklığı 100 metreden daha uzak olan kaynağı tanımlamak için kullanılır.

Erkek Arı
Erkek arılar döllenmemiş yumurtadan gelişir. Uzunluğu ana arıdan kısa olmasına rağmen vücut genişliği ana arıdan ve işçi arıdan daha geniştir. Çevre şartlarına ve koloninin gücüne bağlı olarak Nisan, Mayıs aylarından itibaren kolonide görülmeye başlanır. Sayının en yoğun olduğu dönem oğul dönemidir.

Başı hemen hemen tamamen kapatan birleşik gözlere sahiptir. Dillerinin çok kısa olması sebebiyle çiçeklerden nektar alamazlar fakat işçi arılardan ve petek gözlerinden gıda alabilirler. İşçi arılardan farklı olarak Nasanof bezi (koku bezi), mum salgı bezi, polen sepetçikleri, süt salgı bezi yoktur. Bu nedenle mum salgılayıp petek üretemez. Yavruların bakımını yapamaz. Tarlada işçi arılar gibi çalışamaz. Erkek arıların arı zehiri ve iğneleri yoktur. Bu nedenle kendilerini savunamazlar.

Bir kolonide erkek arı sayısı sezona ve kolonideki besine bağlıdır. Oğul verme zamanında sayıları 500-2000 arasındadır. Koloniler ilkbahar ve yaz başlarında erkek arı yetiştirmeye başlar. Bunun için çerçevenin yan kısımlarını veya alt kısımlarını kullanırlar. Kuluçka sıcaklığına ihtiyaç duymazlar bu nedenle varroa erkek arı hücrelerini tercih eder. Sonbaharın sonlarında ve kış aylarında normal şartlar altında kolonide erkek arı bulunmaz. Koloninin tembel obur bireyleri olan erkek arıların tek görevi anayı döllemektir. Yaşam süreleri tam olarak tespit edilememiş olmasına rağmen 30-60 gün arası kabul edilir.

Erkek arı üretimine ana arı değil işçi arılar karar verir. Oğul vermeye karar verme süreciyle ilintili bir durumdur. Ana arı petek gözüne öncelikle kafasını sokup hücrenin büyüklüğünü tespit eder ve ona göre yumurtayı döllü veya dölsüz yapar. İşçi arılar petek gözünü büyüterek ana arının dölsüz yumurtlamasını sağlarlar. İşçi arının döllenme yeteneği yoktur. Yalancı ana durumunda yaptığı erkekler de çok daha kalitesizdir. Ana arı varlığıyla koloniye iç huzuru verir. Ana arı motivasyon kaynağıdır. İşçi arılar oğul verme döneminde anayı az beslerler. Bunun sonucunda ana zayıflar ve uçma yeteneği kazanır.

Erkek arı kapanı kullanıldığında erkek arı kovan dışına çıkabilir fakat içeri giremez.

İşçi arılar erkek arı gözlü petek yapım miktarını sınırlayarak erkek arı miktarını düzenlerler. Ergin erkek arıları ise koloniden atmak suretiyle erkek arı miktarını ayarlarlar. Kolonide erkek arı gözlü peteklerin varlığı erkek arı üretimini ifade eder. Ana arı üretimi yapan yerler de erkek arı gözlü temel petek kullanırlar. Veya peteğin büyük bir kısmı kesilip üst tarafta küçük bir şerit bırakıldığında da erkek gözüne dönüştürülerek örülür. Karakovan petekleri bu sebeple erkek gözlüdür.

İşçi arıların kolonideki erkek arı varlığını sınırlandırmaları mümkündür. Erkek arı yumurtalarını, larvalarını ve pupalarını imha etmek suretiyle bu işlemi gerçekleştirirler. Erkek arı yumurtalarının ancak %50-56'lık kısmı ergin arı olur.

Ana arı üretiminden önce erkek arı üretilir. Sonra günlük yumurtadan ana arı yapılır. Sonra ana arı döllenme uçuşuna çıkar.

Örneğin sezon iyi gitmedi, nektar akımı iyiyken birden kötü oldu, nektar yağmurdan dolayı yıkandı ... bu gibi hallerde kovandan ilk feda edilen arılar erkek arılardır. Hasat sonrası da erkek arı imha edilebilir.

Erkek arılar 4 günlük olduklarında uçuş faaliyetine başlarlar. Genel olarak uçuşu 5-7 gün yaparlar. Çoğu farklı bölgelerde öğleden sonra günün belirli saatlerinde toplama bölgesi denilen bir yere uçarlar. Sıcaklık 18-20 derecelere çıkınca uçuşa çıkmazlar. Uçuş amaçları çevreyi tanıma, dışkılama, ana arıyla çiftleşmedir. Çiftleşme uçuşu 20-30 dakika sürer. Günde ortalama iki uçuşa çıkarlar. Bu sayının 17'ye kadar çıktığı da tespit edilmiştir. Kovandan 7 km kadar uzaklaşıp tekrar kendi kovanlarına dönebilirler. Uçuşa çıkmadıkları zaman kovan içi hizmetlerde çalışan işçi arılar onları da beslesinler diye larvalı çerçeveler üzerinde bulunurlar.

Bir kolonide erkek arı sayısı 1000'i aşmamalıdır. 1000 erkek arının bir sezonda tüketeceği bal miktarı 7 kg'dır. Erkek arı sayısı belirli bir sınırda tutulur. Erkek arılar 8 günlük olduklarında cinsel olgunluğa ulaşırlar. 25 günlük erkek arıların spermleri suni tohumlamada kullanılmaz. 12-8 günlük erkek arılar tercih edilir. Erkek arı üretim tesislerinde suni döllemede bu tercih edilir. Normal şartlarda bir ana arı 8-10 erkekle çiftleşir. Her erkek arıdan 10.000 sperm alır. Aldığı spermler 4-5 milyon olur. Sperması dolana kadar.

Muğla arısı; İtalyan arısı ile Anadolu karşımı karma (esmer arı) bir arıdır.

Irklar
Bal arısı türleri; apis dorsata (dev bal arısı), apis florea (cüce arı), apis karena, apis mellifera.

Apis Dorsata; İri cüsseli dev arı. Örneğin bombus; seralarda tozlaşma için kullanılan ve bal yapmayan arı.

Eşek arıları yuvarlak; bal arıları ise dikine tek parça petek yaparlar.

Apis florea; Cüce arı, çok sakin ve iyi huyludur. Ortalama bir kg bal yaparlar. Bu nedenle ticari olarak kullanılmazlar.

Apis karena; İyi huyludur ancak bal verimi düşüktür. 4-5 kg. Mellifera ile melezlenerek sıcak ülke arılarını oluşturmuştur. Suriye arısı gibi.

Apis mellifera; Ticari değeri olan arılardır.

1. Karniyol: Anavatanı Avusturya Alpleri'nin güney kıyıları ile Kuzey Balkanlar, Tuna boyları olan karniyol arısı bu yayılma alanı dışında Makedonya da vardır. Deneyimli arıcılar karniyol arı ırkı üzerinde çalışarak, uyguladıkları düzenli bir seleksiyonla uniform bir materyal ortaya koymuşlardır.

Yapılan bu seleksiyon bal üretiminin artmasını sağlamıştır. Karniyol arısı; en sakin, iyi huylu arı olarak bilinir. Siyah renkli bir kitine sahiptir. Genellikle 2. veya 3. abdominal segmentler üzerinde kahverengi noktalar ve çizgiler bulunur. Esmer gür kılları onları esmer bir görünüme kavuşturur. Tüy örtüsü kısa ve sık yapılıdır. İnce yapılı uzun dilli bir arı olan karniyol arısındaki dil uzunluğu 6,4-6,8 mm'dir. Almanya'ya doğru giderken renk koyulaşırken Adriyatik kıyılarına doğru sarı arılarla birleşerek melez tipler meydana getirir ve renk açılır.

İlkbaharda polen gelmeye başlar başlamaz hızla gelişir ve yavru yapar. Kısa sürede geniş popülasyonlar oluştururlar. Sonbaharda polen gelişi azaldıkça kovandaki arı sayısı hızla düşer. Kışlatma yetenekleri azdır. Soğuğa çok dayanıklı değildirler. Küçük aileler halinde kışladıkları için kış süresince az miktarda gıdaya ihtiyaç duyarlar. Yaşam yetenekleri oldukça iyi ve hızlı bir gelişim gösterdikleri için oğul eğilimleri yüksektir. Petek üzerinde oldukça sakin ve uysaldırlar. Bazı kolonilerde petekler körük dumanında uzun süre tutulsa bile peteği terketmezler.

Şaşırma eğilimleri düşük, yön bulma kabiliyetleri çok iyi, yağmacılık eğilimleri düşüktür. Az propolis kullanırlar. Yonca çiçeğinden iyi faydalanırlar. Bu nedenle yonca döllenmesinde kullanılırlar. Yeni anayı kolay kabul ederler. Ana arı işçi arılardan biraz daha koyu renklidir. Erkek arıda kurşuni şeritler bulunur. Kovandaki eşek arısı ve mum güvesine karşı oldukça iyi bir şekilde koloniyi korurlar. Az propolis kullanırlar ve bu yüzden yavru hastalıklarına karşı hassastırlar. Uzun ve sert kışlara kısa bir bahara sahip zor iklim şartlarına uyum sağlamış varyasyona uğramış yetenekli üstün bir arı ırkıdır. Erken nektarda (az miktarda) olsa da faaliyetlere başlar.

2. Kafkas:
Anavatanı Kafkasların yüksek vadileriyle dağlık arazilerinde; ülkemizde ise özellikle Doğu Anadolu'nun yüksek yaylalarında, Kafkas sınır bölgelerinde saf ve melez olarak yetiştirilir. Dağlı ve Ovalı olmak üzere iki tipi vardır.

Ovalı tipi; aşırı hırçınlık, aşırı oğul verme, değişik hava şartlarından aşırı derecede etkilenir.

Dağlı tipi arılar gri renkli olup karniyol arılarına benzer. Dağlı kafkas koyu bir kitine sahiptir. Birinci abdominal segment üzerinde kahverengi noktalar görülür. Kıl örtüsü daha gridir. Erkek arıların göğüs kılları siyahtır. En uzun dilli arı ırkıdır. 7-7,5 mm. Bu nedenle nektarı derinde olan çiçeklerden iyi yararlanır. Sakin, iyi huylu, koloni kontrolünden sonra çok kısa zamanda (1-2 saat) oluşan yeni düzene uyum sağlarlar.

Nektar akımı döneminde sabahleyin farklı öğleden sonra farklı çiçeklere çalışabilirler. Çiçeklerdeki nektar şeker oranı %10-11 olduğunda faaliyetlere başlarlar. Diğer arı ırklarında bu oran %18 oluncaya dek çalışılmaz. Bu kafkas ırkının en iyi özelliğidir. İyi bir yavru yetiştiriciliği yapar. Güçlü koloniler yetiştirir. Gelişmelerini tam olarak yazın tamamlarlar. Gelişim yavaş ama istikrarlıdır. Sezona geç hazır olur ama olur. Gelişimlerini tam olarak yazın tamamlarlar bu nedenle oğul verme kapasitesi düşüktür. Fazla propolis toplarlar. Şaşırma yüksek, yağmacılık eğilimi yüksektir. Kışa zayıf kadrolarla girdikleri için fazla besin stoğuna ihtiyaç duymazlar. İhtiyaç duyduklarından daha çok bal depolarlar.

Petek balı içbükey ya da dışbükey değil düzdür bu nedenle daha güzel görünür.

Kafkas ırkları melezleme çalışmalarına en uygun arı ırklarından biridir.

3. İtalyan arısı:
Sonraki derste...

Hiç yorum yok: