Arı ırkları, arı ırklarını birbirinden ayıran özellikler ve mevsimsel çalışmalar (Koloninin arılığa alınması, ilk kontrol ve ikinci kontrol) konularını işledik.
Her arıcının "kontrol fişi"ne sahip olması gerekiyor. Bu fiş a4 sayfa ebatlarında bir sayfa. Bir yüzünde kontrol esnasında edindiğimiz bilgileri detaylı bir şekilde işleyebileceğimiz bilgiler yer alıyor. Fotokopisini haftaya birisi dağıtacak.
3. İtalyan arısı:
Anavatanı Sicilya adasıdır. Türkiye'de özellikle batı bölgelerimizde Muğla yöresinde yetiştirilir. Kafkas ırkından sonra en uzun dile sahip ırktır. İnce bir karna ve orta uzunlukta bir dile sahiptir. Dil uzunluğu 6,3 mm - 6,6 mm arasındadır. Kitin rengi karın altında ve ilk iki ve dördüncü halkalarda daha parlaktır. Ön halkalarda sarı renkli şeritler bulunur. Anavatanları olan İtalya'da sarı renk çok büyük varyasyonlar (çeşitlilik - yani sarı rengi bir çok tonu) gösterir. Bu arıların kılları sarımtırak renkte olup bu durum erkek arılarda daha belirgindir. Genelde uysal ve sokma eğilimleri az olan bir ırktır.
Çoğalma yetenekleri üstün olup ilkbaharda güçlü kolonilerle başlayıp sonbahara dek gelişimlerini sürdürürler. Oğul eğilimleri düşüktür. Kışa sağlam kadrolarla girdikleri için kışın bal tüketimi fazladır. Bu durum uzun süren kışlarda çeşitli zorluklara sebebiyet vermektedir. Kışa girerken iyi beslenmeleri gerek, kovanda bol miktarda bal bırakılmalı. Zira ilkbaharda aç kalıp ölebilirler. Nektar gelişinin fazla olmadığı yerlerde çok bal tüketmeleri ve obur olmaları nedeniyle açlık problemiyle karşı karşıya kalırlar.
Dil uzunlukları uygun olduğundan tüplü yonca çiçeklerinden yeterince faydalanırlar. Hızlı petek örme yeteneği İtalyan arısını en iyi petek balı üreten arı yapar. Petek gözlerinin beyaz sırla kapladıkları için petekler çekicilik kazanır. Az propolis kullanırlar. Diğer ırklara nazaran şaşırma ve yağmalama eğilimleri fazladır. İtalyan arıları kışları kısa süren, ılıman ve nektar akışının iyi olduğu ve yazların kurak geçtiği özellikle Akdeniz sahil bölgelerinde çok iyi sonuç verirler. Fakat kışların uzun ve sert geçtiği, ilkbaharın geç geldiği ve nektar akımının kısa sürdüğü bölgelerde başarısız olurlar. Örneğin bu arı ile Erzurum'da arıcılık yapılamaz. Ana yenileme daha toleranslıdır. Anayı kolaylıkla kabul ederler. Hastalıklara karşı özellikle akariyoz, mum güvesi ve Amerikan Yavru Çürüklüğüne karşı dayanıklıdırlar.
4. Esmer arı:
Seralarda döllenme için kullanılan, dili kısa ve bal verimi düşük arı ırkıdır. Bombus benzeridir. Esmer arının anavatanı Orta Avrupa Alpleri'nin batısı ile orta ve kuzey Rusya'dır. Ekonomik değeri az olduğundan son yıllarda arılık sayısı da azaldı. İspanya, Polonya ve Rusya'da bazı bölgelerde hala yetiştirilir.
Kısa dillidir. Dil uzunluğu 5,7 mm - 6,4 mm arasındadır. İri vücutlu arılardır. Vücutları uzun ve seyrek kıllarla kaplıdır. Erkek arıların göğüs kılları koyu kahverengi ve bazen de siyahtır. Vücut renkleri genelde siyah renkli olup 2. ve 3. abdominal segmentlerinde siyah noktalar bulunur. Karınları daha geniştir. Hırçındırlar ve kovan açıldığında çerçevelerin üzerinde hızlı hareket ederler, heran çerçeveyi terkedecekmişçesine. Oğul eğilimleri fazladır. Ağır kışlarda bile üstün bir kışlatma yeteneği vardır. İlkbaharda yavaş gelişirler. Yaz ve kış orta güçtedirler. Çok çalışkandırlar fakat dilleri kısa olduğundan dolayı derin tüplü çiçeklerden yeterince faydalanamazlar. Yavru hastalıklarına, mum güvesine ve akariyoza karşı aşırı duyarlıdırlar.
5. Afrika arıları:
Tellian arısı, Mısır arısı, Kape arısı, Afrika arısı
Fas'tan Mırsır'a dek Akdeniz bölgesinde; Türkiye'de ise Adana ve özellikle de Suriye'sınır hattında bulunur. Bal verimi iyidir fakat istenmeyen özellikleri de çoktur. Açık renkli bir arıdır. Nil vadisi yayılma alanıdır.
Kape arısı: Batı Afrika'da bulunur. İşçi arılar da tıpkı ana arı gibi döllü yumurtlama yeteneğine sahiptir ve bu en iyi özelliğidir.
Afrika arısı: Büyük Sahra - Kahire arasında bulunurlar.
Geçiş bölgelerindeki yöresel ekotipler
Kıbrıs arısı: İtalyan arısına benzer.
Suriye arısı: İtalyan ve Kıbrıs arısı karışımıdır ve çok çalışkandırlar.
Makedonya arısı: Yugoslavya ve Yunanistan civarlarında bulunur.
Anadolu Arı Irkı
Bütün ülkelerde o ülke şartlarına uyum sağlamış yöresel ekotipler mevcuttur. Türkiye coğrafi konum açısından kafkas, suriye, kıbrıs, italyan ve karniyol arılarının çerçevelediği ve bu ırkların doğal yaşam alanı olan bölgede bulunmaktadır. Bu yüzden ülkemizde çeşitli bölgelerdeki arı popülasyonları bunların etkisi altında oluşmaktadır. Doğu Anadolu'da Kafkas, Ege Bölgesi'nde İtalyan, Karadeniz Bölgesi'nde Karniyol, güney bölgelerimizde ise Suriye ve Kıbrıs arıları saf melez olarak yetiştirilmektedir.
Anadolu birçok ırkın birbirine karışmış ekotiplerini bulunduran bir yarımada durumundadır. Bir ırkın baskın olarak bulunduğu bir bölgede başka ırklara rastlamak da mümkündür. Günümüzde Anadolu'da bulunan arıların bazı farklı özelliklere sahip olduğu bilinmektedir. İngiliz araştırmacı Brother Adam Anadolu arı ırkını Apis Mellifera Anatoliaca ismiyle tanımlamıştır. Buna göre; Dili uzundur. Esmer renklidir. Uysal, sakin ve iyi huyludur. Kışlama kabiliyeti iyidir. Çalışkandır. Yağmacılık azdır. Polen toplama yeteneği, tutumluluğu, kışlama yeteneği diğer arılarla karşılaştırılmayacak kadar üstündür. Kuluçka sezonu dışında yavru yetiştirme aktiviteleri çok düşüktür. Uygun şartlar sağlandığında yoğun bir yavru faaliyetine geçer. Bu özelliği ile İtalyan arısı gibidir.
İlkbaharın olumsuz şartlarında (nektar akımı az olduğunda) bal stoklarını kafkas arısı gibi idareli kullanır. Bu özellik hiçbir arıda yoktur.
Anadolu arılarının yavrulama yeteneği üstündür. Ana arılar diğer ırklara göre damızlık değerini daha uzun süre korur. Yön belirleme ve ortama uyum sağlama özellikleri üstündür.
Döllenme uçuşuna çıkıp da dönmeyen arı çoktur. Bu ırkta döllenme uçuşunda ana kaybı %5'dir. Diğer ırklarda ise %10'dur.
Irkları tanımada kullandığımız özellikler
Morfolojik özellikler, Fizyolojik özellikler ve Davranışsal özellikler
Morfolojik özellikler: Vücut büyüklüğü, Renk, Kıl örtüsü, Kanat damarları ve Dil uzunluğu
Fizyolojik özellikler: Bal verimi, Yumurtlama hızı, Petek kabartma, Uçuş etkinliği ve Yaşam gücü
Örneğin yumurtlama hızına göre ırklardaki farklılıklar;
Kafkas: 1100-1500 / Karniyol: 1400-2000 / İtalyan: 1500-3000
Örneğin petek kabartma durumlarına göre ırklardaki farklılıklar;
Kafkas: İçbükey / Karniyol: Düz / İtalyan: Dışa doğru (dışbükey)
(Bal-petek gözü arası hava boşluğu oluşup aluşmaması durumu)
Birim zamanda uçuşa çıkan arı sayısı nektarlanmayla doğru orantılıdır.
Davranışsal özellikler: Hırçınlık, Yağmacılık, Oğul eğilimi ve Oğul eğilimi
Şaşırma eğilimi ile yağmacılık eğilimi arasında doğru bir orantı vardır.
En çok oğul veren karniyoldur en az oğul veren ise kafkasdır.
Mevsimsel Çalışmalar
Arıcılıkta yıl boyunca yapılacak çalışmalar
Ve bahar boyunca yapılacak çalışmalar
Kolonilerin arılığa alınması
Kış aylarının sona ermesi ve havaların ısınmasıyla birlikte yeni bir sezona başlanmış demektir. Eğer kışlatma kapalı bir ortamda yapılmış ise koloniler arılık olarak belirlenen yere alınır. Bunun için arılık olarak belirlenen yer temizlenmiş ve kuru bir zemine sahip olmalı. Kolonilerin yeni yerine taşınması esnasında sarılmamalıdırlar zira kış salkımında olabilirler. Dış ortam sıcaklığı 7 derecenin altındayken salkım oluşur. Taşıma işlemi sabah veya akşam arı uçuşunun olmadığı saatlerde yapılabilir.
İlk kontrol
Dip tahtası temizliği
Arılar arılığa alındıktan sonra uçuş yapabilecekleri rüzgarsız ve güneşli bir günde (15 derece üzeri) -yavruları üşütmemek ve yavru hastalıklarına sebep olmamak için- ilk işlem yapılır. Bu işlem kış ayı boyunca dip tahtası üzerinde birikmiş petek kırıntılarını, arı ölülerini ve varsa küflerin temizlenmesini sağlar.
Temizlik esnasında kovan kapağı kaldırılmaz. Çalışma sabah erken saatte iki kişi tarafından yapılır. Temiz bir dip tahtası hazırda olmalıdır. Kovanın yanında bir adet kovan kapağı ters çevriler konur. Arı ürünleri toprakla kesinlikle temas ettirilmemelidir. Zira toprakta mantar sporları bulunabileceğinden dolayı bu sporların bulaşması ve kovanda aktif hale gelmelerine neden olabilir. Kovan gövdesi dip tahtasından ayrılarak kapak üzerine konur. Ve dip tahtası temiz olanıyla değiştirilir. Dip tahtası değiştirme işlemi tamamlandıktan sonra uçuş delikleri daraltılır. Zira kovanda meydana gelen ısı azalmasını dengelemek gerek.
Dip tahtası değişim işleminde kuluçkalık yerinden kaldırıldığında kovan kapağını henüz açmamışken bile üo koloni hakkında bazı bilgileri edinmiş oluruz. Kovanın ağırlığından bal miktarı ve kolonideki arı miktarı hakkında fikir sahibi olunur ve bu bilgiler kontrol fişine kaydedilir.
Büyük kontrol
Havanın sıcak ve rüzgarsız olduğun bir gün sabah erkenden yapılır. Bu kontrol ile günlük yumurta durumu; kapalı ve açık gözlü yavru durumu; besin durumu; ana arı durumu görülür ve kontrol fişine işlenir. Bundan sonra artık arılar beslenmeye başlanır. 18 derece üzerinde işçi arılar anayı daha çok besler. Bu şekilde erken ilkbaharda nektar yokken ve polen gelişi varken kuluçka faaliyetlerine başlanabilir.
Bu kontrol esnasında her çerçeve tek tek kontrol edilir.
Birinci çerçeve; ballı-polenli besleme çerçevesidir ve en dışta bulunur.
İkinci çerçeve; kapalı gözlü yavrulu çerçevedir. Bal-polen kemeri üstte hilal şeklindedir.
Üçüncü çerçeve; günlük yumurtalı ve açık gözlü yavrulu çerçevedir.
Dördüncü çerçeve; kapalı gözlü yavruludur.
Beşinci çerçeve; Ballı-polenlidir veya kabartılmış boş petektir.
En sonda bölme tahtalı bir şurupluk bulunur.
Yeni bir koloni veya yeni bir bölme veya kışa girerken de düzen bu şekilde ilkbahardaki gibidir.
Koloni genişletirken ise şurupluk yine en sondadır ve ondan önce de ballı-polenli bir çerçeve vardır. Temel petek verirken bu ballı-polenli çerçeveden önce yani araya verilir. Temel petek en dışa konmaz. Burada amaç kabartılacak petek için besinin bireylere yakın olmasıdır. Bu durum çok önemlidir. Dalak işlendikçe temel petekte böyle bir düzende verilir. Koloni ya sağa doğru ya da sola doğru genişler. Bir öyle bir böyle değil. Yeni temel petek önceki kabartılmış temel peteğin sağına veya soluna konabilir. Sonuç itibariyle genişleme ya sağ tarafa doğru olacaktır ya da sol tarafa doğru.
Temel peteğin araya konma nedenlerinden biri de arıların üşütmemesidir zira iç taraf daha sıcaktır. Üşüten arılar nosemaya yakalanabilir. Petek kabartma esnasında sıcaklık 33 derece olmalıdır.
Normal koşullarda temel petek üç günde gelişir ve bir günde işlenir!!!(?)
İlkbaharda yaptığımız genişletme düzeni ve çalışması sonbaharda yerini daraltma çalışmalarına bırakacaktır.
Kovanda stres çok önemlidir.Şurup saat dörtten sonra verilir. Zira bu saatte tarlacı arılar dönmeye başlar. İlkbaharda verilen şerbet 2 şeker + 1 su şeklindedir. Kural olarak arılara verilen şerbet miktarında 750 ml sınırı vardır.
Bu büyük kontrol esnasında; anası olmayan koloniler, ilk yumurtanın görüldüğü zaman, ilkbahar uçuşuna ne zaman çıkıldığı, polenin ilk toplandığı zaman ... gibi kapsamlı bilgiler kontrol fişindeki ilgili alanlara kaydedilir.
Kontrol esnasında arı varlığı; kuluçka alanı gelişimi; ana arının durumu; yiyecek ihtiyacının olup olmadığı; hastalık ve zararlılar; genel temizlik dikkatle incelenir. Küflü çerçeveler kovandan alınıp ballı-polenli çerçeve veya kabartılmış petek verilir. Eski kararmış çerçevelere ana arı az yumurta atar yenisine ise daha çok. Ana arı koloninin merkezinde aranır zira orası daha sıcaktır. Bu sebeple dış çerçevelere yumurta atmaz.
Küflü çerçeveler imha edilmeli, küfsüz çerçeveler ise eritilip tekrar kullanıma sokulabilir. İlk kontrol yapıldıktan sonra -ana yumurtlamadan önce- varsa hastalıklar için ilaçlama yapılır. Nektarın az depolandığı, üretimin başlamadığı, ananın ilk yumurta atmaya başladığı bir dönemdir bu dönem.
Ananın yumurtlamasıyla doğru orantılı olarak varroa miktarı da artar.
Hava hala serin (25-30 derecenin altındadır hala) olduğundan dolayı bu kontrol işlemi oldukça hızlı bir şekilde yapılmalı. Genel temizlik için dikkatle incelenir. Örtü tahtası üzerinde eğer varsa mum kalıntıları temizlenir. Kovanın bir tarafından başlanılarak petek kontrolü yapılır. Küflenmiş veya petek gözleri bozulmuş (ana arı bu tarz peteklere yumurtlamaz) çerçeveler kovandan çıkarılır. Petekler üzerindeki bal ve polen stoku incelenir. Kuluçka durumu incelenerek ana arının olup olmadığı tespit edilir. Dışarı doğru açık yavrular, polenli-ballı petekler birbirini izler.
Anasız koloniler anası olan başka kolonilerle birleştirilir. Arılı çerçevesi üç veya daha az olan güçsüz koloniler başka bir güçlü koloniyle birleştirilmelidir. Arı varlığı 4-6 çerçeve arası olan normal güçteki koloniler ise kuluçka alanı bölme tahtasıyla daraltılmalıdır. Hastalıklı kolonilerde hastalıkla mücadele edilmeli. Gürültüsüz bir şekilde çalışılmaya dikkat edilmeli. Kovan birkaç dakikadan fazla açık tutulmamalı. Eski küflü petekler kovandan alınıp yakılarak ya da gömülerek imha edilmelidir.
İlkbahar beslemesi
İlk besleme: 2 şeker + 1 su
Polen geliri var ama nektar geliri yeterli değil. Sen verdiğim şerbetle yumurtlamaya başla -teşvik.
Daha ileri tarihli besleme: 1 şeker + 1 su
Balmumuna başla. Benim verdiğim şerbeti ye, dışarıdan geleni ise depola.
Daha ileri tarihli besleme: 1 şeker + 2 su
Balmumu, kendi besinini ve yavrunun besinini üret.
Hasattan 6 hafta önce besleme yapılmaz.
Şerbetin özellikle ilkbaharın ilk yarısında şerbetliğe değil de buzdolabına koyup çerçevelerin üzerine altından 3-4 delik açılarak konması önerilir. Burası daha sıcak ve daha ulaşılabilirdir.
Genel beslenme ilkeleri
1. Herhangi bir zorunluluk varsa ek besleme yapılmalı. Arıların doğal besini nektar ve polendir. Esas olan arıların doğal besin ortamından, floradan faydalanarak beslenmeleridir.
2. Hazırlanan besinler akşam üzeri verilir. Uçuş delikleri daraltılır. Arılıkta kovan dışında, açıkta besleme yapılmaz. Kovan dışındaki balmumu atıkları yağmaya teşviktir. Bu durumdan kaçınılmalı.
3. Az az ama sık aralıklarla besleme yapılmalı.
4. Verilen besin kovan içinde arıların rahatça ulaşabileceği bir yerde olmalı.
5. Özellikle erken ilkbaharda yapılan beslemelerde kovan kapağı uzun süre açık bırakılmamalı.
6. Yoğun bir besleme programı uygulayıp zayıf kolonileri birleştirip güçlü koloni oluşturulmalı.
7. Bir kovanın tüketemediği şurup artıkları diğer kovanlara verilmemeli. Şurup 2-3 günde bozulur ve ekşir. Bu da dizanteriye neden olabilir.
8. Açıkta ve toplu besleme yapılmamalı. Herbir kovan için yapılmalı.
9. İlkbahar beslemesine nektar akımından 6-8 hafta önce başlanmalı ve akıma 2-3 hafta kala bırakılmalı.
Arı beslemede kullandığımız besinler
a. Balla besleme
b. Kuru şekerle (çay şekeri) besleme
c. Kekle besleme
d. Şurupla besleme
Not: 6. Gün dersleri ertelendi. Haftaya saat 10:30 da...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder