Kardeşim dip tahtasını kontrol etti. Eski mum parçacıkları, propolis ve polen dip tahtasına dökülen başlıca kırıntılar. Bir de ne olduğunu anlamakta güçlük çektiğim bol miktarda beyaz parçacık. Dip tahtasının üzerine sanal bir ızgara çizdim, çerçeveleri ifade eden. Kovanımdaki çerçevelerin sırasına göre numaralandırdım. 9.sırada bölme tahtası olarak da kullanılabilen yemlik var. 5.sırada ise en son taktığım temel petekli çerçeve var. Beyaz parçacıklar 1,3 ve 7. çerçeve hizasında kümelenmiş. Eğer bu beyaz parçacıklar şekerleşmiş bal kırıntıları ise 5.çerçeve hizasına yakın yerlerde yoğunlaşmaları daha mantıklı gelirdi bana. Ayrıca 5.çerçeve hizasında beklentimden daha az taze mum kırıntısı var.
Esmer mum kırıntıları sırlanmış bala ait hücrelerdeki sırlar olmalı. Aslında sırlanmış yavru hücrelerine ait sırlarda olabilir. Yukarıdaki tabloyu anlamakta zorlanıyorum. Beyaz parçacıkların ne olabileceğine dair bir çok şey geçti aklımdan. Kireç olabileceklerini bile düşündüm.
Tabloyu çıplak gözle görmedim, fotoğraflar da çok kaliteli değil. Bunlar şekerden daha mat duruyorlar. Ayrıca şekerin köşeleri daha keskin olmalıydı. Kardeşime "Bunların ne olduğunu anlamalısın. Tekrar kontrol et, ellerinle kontrol et, şeker olup olmadığını anlayabilirsin." dedim. Yalnız kontrol ettikten sonra ellerini yıka demeyi unuttum. Zira o beyaz şeyler bir hastalıkla da ilintili olabilir. Kardeşim biraz sonra aradı. "Kontrol ettim ama anlayamadım." dedi. "Parmaklarımın arasına aldığımda kaygan bir yapısı var, mum gibi. Ama ne olduğunu anlayamadım. Ben de beyaz kırıntıların hepsini bir kenara topladım ve ağzıma attım. Yumuşak bir yapısı vardı, ağzımda hemen eridiler ve tadı tatlı gibiydi." dedi :)
...
Kovan kapağını kaldırmadan arı uçuşu gözlemine göre kovandaki arı populasyonunda ciddi bir artış varmış. İyi havalarda polen trafiği oluyormuş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder