Bahar balımızın tadına bakabildik. Muhteşem bir koku ve muhteşem bir lezzet. Babam, erguvan ağırlıklı bir bal olduğunu söylüyor. Ve ekliyor "Şimdiye kadar böyle bir bal yememiştim."
Arı kestaneye götürülürken kovan kapağı olmaksızın arabaya konulmuştu. Bu sebeple örtü bezi olarak kullandığımız çuval kovana raptiyelenmiş.
Ballıktaki 10.çerçevenin bir yüzü boş. Diğer yüzünün 1/4'i sırlanmış. Sırlanmamış alanlarda da az miktarda bal.
Ballıktaki 9.çerçevenin iki yüzünün de 1/4'lik kısımları sırlanmış. Sırlanmamış alanlarda da çok miktarda bal.
Ballıktaki sondan 5 çerçeveyi kontrol ettim. İlk sıraya doğru gittikçe çerçevelerdeki bal miktarı artıyor. Ortalama olarak her çerçevede iki kg civarı bal mevcut.
Arının konulduğu yer beni şaşırttı. Daracık bir alana konulmuş. Ve yeri de pek hoş değil. Kestaneliğe uzak olması da cabası. Hemen yandaki mezarlıkta bol miktarda ıhlamur vardı. İlk konulduğunda onlardan faydalanmış olabilir.
Arı, misafir olduğu evin küçük bahçesinde. Arının bulunduğu yere 5 metre yaklaşsanız orada arı olduğunun farkına varamazsınız. Etrafı ağaç ve çalılarla çevrili. Yakın çevredeki çiçeklerde arı da göremedim. Kim bilir nereye uçuyorlar. Ağaç ve çalılar sebebiyle kovan girişinde dikine bir trafik oluşmuş.
Oldukça korunaklı olmuş :)
Yukarıdaki resimde görülen karton, strafor ve tahta; kovanın üzerinde idi. Yağışlı havalarda faydası olmuştur. Artık yağmur yağmayacağını düşünerek onları kaldırdım. Ancak babam, "Onlar arıyı güneşten de koruyacaklardı." dedi. Neyse ki arının bulunduğu yer fazla güneş alan bir yer değil.
Uçuş tahtasını 5 dakika kadar gözlemledim. Önemli ölçüde bir trafik var. Fakat polen yok. Yukarıdaki resimde beyaz ile işaretlediğim arıda çok az miktarda polen var. Dışarıdan gelen arıların ayaklarında polen yok, acaba midelerinde nektar var mı? Boşa çalışmıyorlardır sanırım. Arı polen getirmişse bunu görürsünüz, ancak nektar getirmişse... Bir yerde okumuştum, nektar yüklü arı uçuş tahtası üzerine belirli bir yükseklikten ani bir iniş yapar imiş. Bu bilgi ile gözlemlediğimde yaklaşık 4-5 cm yükseklikten ani bir iniş yaptıklarını gördüm. Umarım yanılmıyorumdur :)
Yukarıdaki resimde kırmızı ile işaretli arılar kovanı havalandırıyor. Onlara yardımcı olacağını düşünerek dip tahtasını kovandan aldım.
Dip tahtasının genel görünümü. Klasik kalıntıların küflenmiş hali...
Dip tahtasının sol köşesinde yavru gözlerine ait pupa sırları görünüyor. Gözden çıkacak yavrular bu sırları oldukça düzgün kesmişler zira sırlar bütünlüğünü korumuş. Bu sır parçaları henüz küflenmediğine göre son yavru çıkışı kuluçkalığın son çerçevelerinden olmuş.
Net olmamakla beraber tek tük varroa görülüyor.
Bal süzme makinesinin tabanı kenarlara doğru eğimli, bu güzel bir özellik. Fakat bal tahliye deliği tabandan biraz yüksekte kaldığından dolayı bir kısım bal kazanda kalıyor. Bal süzme işleminden sonra kazanda kalan bulaşık balın hijyenik bir ortam sağlayacağını belirterek temizlememelerini söylemiştim. Ancak bu kadar balın kazanda kalacağını düşünememiştim. Karıncaların istilası da cabası...
Çeşitli açılardan bal süzme makinesinin görünümü.
Makine tahminimden daha geniş ve ağır.